Hayat ne garip! Sevdiklerimiz, zorlu hayat yolunda/yokuşunda yol gösterici, kılavuz saydıklarımız nasıl da çarçabuk gözden kayboluyorlar. Uzun zaman değil, geçen birkaç ay içinde ne..
Kara bahtlı maden işçisi arkadaşlarımın beşer, onar, yüzer kişilik gruplar halinde sonsuzluğa göçtüğü en karanlık zamanların başlangıcında... Nitrat Adamları “Bana günlük yiyeceklerin..
Halimiz ahvalimiz üzerine kekremsi gülümseyiş olsun diye bir çift laf ve bir çift atasözü: * Biz bize laflıyorduk. Ukalanın biri: yeter zırvalamayın, dedi. -All..
Gölge Gününün Azabı ve Ateşin Gül Serinliği, Fırat Mehmet Eroğlu imzalı ve on yıllık bir emeğin ürünü. Bir kayıp yakının ardından yola düşüş, Mevla’ya da ulaşma, belaya da... Bir derin yol hi..
Bu aralar ortalıkta görünmeyen atam kargayı ziyarete gittim dün. Hal hatır sorup hürmet çatmak için. Destursuz sordum: Saygıdeğer karga atam, herkes memleket hakkında çan ça..
Umut ve sabırla yollarını gözledğimiz kayıplar, kaybolanlar için, o güzel evlatları doğuran anneler ve Cumartesi Anneleri için... ... Gece yarısıydı. Öylesine bir gece ya..
Sevgili okurlar, okur/yazarlar, hoşgörünüze sığınarak bir kitaptan, kendi yazdığım beşinci romandan söz edeceğim. (Gönül ister ki yazar değil, işin ehli olanlar; kültür/sanat, ..
Geceydi, yoldaydılar. Ne yana gideceğiz dedi yolculardan biri. Bilmiyorum, dedi kılavuz: At izi ile it izi birbirine karışmış. Öyleyse dedi gecenin karanlığı: ..
Övünmek gibi olmasın, şu okuyacağınız yazı bendenizin kaleme aldığı bir roman hakkındadır. Şayet, iyi ki bir kitap yazmış, ikide bir ondan söz ediyor; ne olacak, "görmemiş görmüş, güle güle..
Ermenek diye bir memleket vardı; hani yüzme bilmeyen madenciler yaşardı yer altında sadece yaşamak ve var olmak için. Bugün bütün gün onları bir hatırlayan var mı diye baktım durdum d..