Geçmişin yükü değil midir yavaşlatan geleceği? İşte tamda budur hayat ekspresi, Geçmişle dolu vagonlar arkanda, Başta da koca bir umut lokomotifi. Raylar eski, raylar bozuk,..
Her yıkımda her felakette olduğu gibi bu felakette de baş rol insan. Halbuki insan denilen varlık böylesine nizami ve böylesine güzel işleyen bir sistemin içerisine bırakılmış ama bunun farkında de..
Elimde ince belli bir bardak içinde, Dumanı tüten mis kokulu çay, Derdimle demlenen, neşemle tatlanan, Uzun uzadıya sohbetlerin dostu, Dumanı üstünde bir bardak çay... ..
Peki ya sen semih ya sen? Diye başladığım cümleler hep eksik hiçbirinin sonu yok çünkü bilmiyorum ki ben neyim! Yazmak karanlıkta en karanlık en derin dehlizlerde bile nefes almak d..
Hayatın bir defter senin ise bir kalem olduğunu düşün nasıl yazmak isterdin İyi mi? Kötü mü? Senden sonra hafızada kalacak bu satırların iyi mi olmasını isterdin yoksa kötü mü ?..
Duyamamak seni Sesini duyamamak Sanaldan da olsa konuşamamak Ulaşamamak sana Zor! Zor ama olsun senin hayat veren Gözlerin var Can veren o "eski" sözlerin<..
Selamlar sevgili okuyucularım bilmiyorum bu altıncı mı yedinci mi mektubum size ama unuttuğum bir şey var sizde hiç hatırlatmıyorsunuz... Size kendimi takdim etmeyi unuttum siz değerli okur..
Olsun varsın sen olma; sana sensiz yazmak da güzel be seni sensiz yaşamak, sana sensiz aşık olmak, var olmak ama sensiz olmak, nefes almak ama bensiz olmak.<..
BEN SENİ kaybolan oyuncağıma döktüğüm göz yaşlarımda sevdim BEN SENİ annemin tüm kalbindeki sevgiyle oğlum deyişinde sevdim BEN SENİ misketlerimin içindeki renkli cam deseninde sevdim
Sayamadım bu sensiz kaçıncı sabahın yedisi. Uykular haram bana rüyalar yasak, Karanlıkta var artık kaybolmak. Saat yedi, sekiz, dokuz Ne fark eder hepsi bensiz değil..