Günümüz dünyasında yazılması gereken o kadar çok şey var ki, hiçbir yazar konu sıkıntısı çekiyorum diyemez. Yapmamız gereken tek şey çevremize bakmak, gördüklerimizi mantık ve yürek süzgecinden geçire..
(Sevilmek, hatırlanmak ve bazen de şımartılmak isteği, yüreğimizin bir yerinde gizlidir hep. Turgut Erbek) Karakışın soğuk bir günüydü... Cemal Öğretmen, sildiği karatahtadan uçuşan tebeşir ..
Edebiyat dünyasından bir yıldız daha kaydı. Yazar ve yayıncı Erdal Öz’ü kaybettik. Yaralısın’ın yaraları artık sızlamayacak. O, Gülünün Solduğu Akşam bedenen aramızda ayrıldı, ama biz ölünceye kadar b..
Dün bir yayınevi yeni dosyamı yine klişe tümcelerle iade etti. Buna alıştığım için artık ağırıma gitmiyor. Bundan birkaç yıl önce “Artık köy mekanlı öykü ve roman yazmayı bırakmalı mıyım?” sorusunu in..
Matkap gibi beynimi oyan uğultuyla, kendime geldim. Gözlerimi açıp etrafa bakamadan, kime ait olduğunu bilmediğim sesler duyuyordum. Ne olduğunu anlayamamanın şaşkınlığı içindeydim. Gözümü açtığı..
Yorulmak nedir bilmeden birbirimize çelme takıp yere düşürüyor, sonra da çın çın öten bir sesle karnımızı tutup, gözlerimizden yaş gelinceye kadar gülüşüyorduk. Bir ara çığlıklar atıp, tepelere çarpar..
“Yavaş olun çocuklaaar! Birbirinizi iteklemeyin! Düşüp bir yerinizi kıracaksınız!” diye bağırdı. Bir araya gelmiş binlerce karakargadan daha çok ses çıkarıyorduk. Onca karmaşanın ve çığlığın orta..
Evimiz köyün diğer başında olduğu için, meraklı bakışlar arasında köyün içinden geçip yürümeye başladık. Evi köprünün başında olan teyzem, yarama bakmak için gelmek istediyse de, bir şeyim yok diyerek..
Buharı tüten çayları üfleyerek yudumladılar. Bazıları kerpetenle küçük parçalar halinde kırılan şekerlerin birkaç tanesi birden ağzına atıyor, bazıları ise dişleriyle küçük parçalar koparıyordu. Barda..
Eve girene kadar annem bileğimi bırakmadı. Parmaklarının yeri mosmor olmuştu. Kendi kendine söylenerek başımı sıcak su ve sabunla yıkamaya koyuldu. “Başım ağrıyor, yaram acıyor, ” diyemedim. Sesimi çı..