Yıkarken saçlarını ...mavi siyah, gür yumaklar gibi doldurmalılar avuçlarımı.Ve sonrasında; sen yanıma uzandığında...hani koltuk altıma sokulupta artık uyumaya hazırlandığın o anlarda, burnuma..
Kadınlar daha çok yakınlık isterken, erkek daha çok özgürlük arayışında...Uzlaşmayan bu çelişkinin varlığıysa; ne beraber yani seninle, ne ayrı kısacası sensiz ve türevi ilişkilerin artışına da sebep ..
Bundan değil miydi kendi kendine debelenmelerin? O sözlerin, duruşun takındığı tüm o meşhum tavırların… “Umrumda değil, dünya dönüyor bak hala. Bende üzerideyim ya, inan bu yeter bana ” deyi..
O da sıradan bir hayat sürdüğünü fark edinceye kadar mutlu yaşayan, çoğunluğun içinde sıradanlığını yadsıyan bir kadındı... Her kadın kadar farklı olduğunu düşünen, her kadın kadar ayrıcal..
Gördüğün, görebildiğinden ibarettir..Gördüğümüz görebilmemize izin verilendir.... Giydiğim sadece bir elbisedir,Tendeki koku Ben'de ki bedendendir. Beden dediğin, kan ve etten ibaret..
"Unutma, özgürlük sevgiden daha yüksek bir değerdir. Özgürlük sevgiden daha yüksek bir değerdir. O halde, şayet sevgi özgürlüğü yok ediyorsa buna değmez. Sevgiden vazgeçilebilir, özgürlük kurtarılmalı..
"PLATONİK" AŞK KODLAMAMIZIN KÖKENLERİ Kadın ve erkek arasında ki cinsel çekimin bir yüceltme haline dönüştüğü duruma "Aşk" deneceği fikri üzerine bir yazı olacak bu defa ki. Bu konuyu irdelem..
Bir kadın tanımıştım; bir yanı maviydi kadının, öteki yanı kırmızı....Yarısı çılgından öte adeta bir deli, öteki yanı mantıklı, kontrollü ve akıllı...Günler günleri kovalarken; ama bil..
"Yaşamak biraz da sanmaktır ... "Yaşayabilmek uğruna umaktır, o...Bazen sevildiğini sanmak...Hep sevileceğini ummak...böylelikle sonsuza inanmak; işte yaşamak...Ya "aldanmak" ?..
Aşk ve sevginin ayrı kavramlar olduğu düşüncesindeyim. Aşk dediğimiz olgunun kimyasal bir süreç ve her süreç gibi değişim ve dönüşme açık olduğu kanısındayım. Biri diğerinin öncüsü olabilse de... ..