Çevremizdekilere, ele güne, eşe dosta, sevgiliye, evlada, hayata ve en çok da kendimize karşı “Gerçek olmak"... Ne kadar sensin?, Ne kadar yanın gerçek?, Ne kadarımız için bunu sorgulamak samimi b..
Bir yıl kadar önceydi... Aklını karıştırmış sorularınla adına tezat aradığını bulmaya dair umudunu yitirmekle, ona sarılmak arasında gezinen sen... arayışın benim için en az gözlerin kadar ber..
Gökkubede dans eden bulutlara, alçaktan uçan kuşa, o an duyduğum alelade bir şarkıya; koyarım senin adını... Onlar anımsatırlar bir dahaya seni bana. Ahh ne kolaydır çoğalmak...Haydi s..
Bazen çok ama çok severiz, ama biliriz ki sonu yoktur...Bitmez tükenmez kanayışların, derin kırgınlıkların kapısını aralayacaktır bu sevgi... İşte o ana seçim anıdır: Kal der yüreyin, git der..
Hırsla istenen bir şey...Bazen aşk olur, bazense para...Yada "bir ideali gerçek dünyaya kavuşturmak adına"... der de; düşeriz ya o ilk adımı ürkerek, yinede büyük bir arzuyla atılan sonu karan..
Sen tanıdık yüzlerden değilsin, hani şu biriktirdiğim... kıyımda köşemde, yanımda yamacımda ama bir şekilde hayatımda dediğim... Sen şu kitap gibisin; hani başucumda duran...ortada olsa da..
"Okuduğum okullarda gördüğüm derslerden, hep başka şeyler öğrendim" demişti... Genç yaşına rağmen çok insan ve çok hayat görmüşlüğü vardı. Sevgi dolu bir kalbe, zaman zaman sorunlarını bir başına çözm..
Sevmiştim ben günün birinde adamın birini... üstelik seviyordu o da pek ala beni. Fakat gel gelelim bir sabah gün ışıyıpta uyandığımda, sanki tüm gece ayazda kalmış sandım bedenimi. Dönüp baktım başım..
"İncelikle sevdiler birbirlerini uzun zaman, Derin bir tasayla, çılgınca, isyancı bir tutkuyla! Kaçınıyorlardı itiraftan ve karşılaşmaktan, Düşman gibi; boştu ve soğuktu konuşmaları d..
Susma... zehirler yoksa seni de, beni de o kelimeler... Seslenmeyi de seversin en az sözcükleri, sevdiğin kadar...Ne olur susma...Kan akıtmassa kalem, yürek övünmez derler...Yazmak..