Adı Oğuz’du. Neden bir başka isim değil de Oğuz, bilmiyorum. Bildiğim; biri vardı işte, henüz tanımıyor olsam da, ne yaşı, ne görüntüsü, ne kişiliği hakkında bir fikrim olmasa da bir gün mutlaka tanış..
Yokluğun bir örümcek gibi...Ağını attı. Yavaşça içimde sarıyor şimdi. Beynimin her bir kıvrımına yerleştiriyor seni sinsice. Yerleşiyorsun. Her gün biraz daha hapsoluyorum kendi içime. Çıkış yol..
Bu mektubu sana yazmadım. Okumaya başladığın bu satırların hiçbiri benim dilimden sen okuyasın diye yazılmadı. Yazılamaz da zaten. Uzun zamandır sessizliğe mahkum edilmiş biri nasıl konuşup yazabi..
Adımı sorma Biliyorsan söyleme Söylediysem duyma Kim olduğuma Nerede kaldığıma Nereye vardığıma bakma Boşver öncesinde akıp giden zamanı ..
Ben ona aşıktım. O ise bir başkasına.... SANA Küçük çocuklar yapıp geceleri kendimdenSeni öpsünler diye gönderiyorum sanaBana, kucaklarında seni getiriyorlarBen de sonra o se..
Dokunduğun an dağılıverecek bir kumaş parçası gibi ömrüm. Vitrinlerdeki hiçbir elbiseye rengim uymadı. Yama gibi eğreti tek başınalığım. Üzerimde yılların tozu ve ağırlığı... Bir prova manken..
Fotoğrafa bakıyorum da şimdi 1987 tarihli, beşimiz aynı karedeyiz, hepimizin yüzünde belli belirsiz bir tebessüm. Sanki onların gözlerinde ayrı bir hüzün varmış gibi görüyorum bir an, belki de bir..
Ayak basar basmaz rüzgar vardı iliklerine kadar hissettiğin, değdiği yeri buz kesen. Yağmur vardı sonra, bazen usul usul, ince ince kulağına bir masal anlatır gibi yağıp, bazen de acelesi varmış gibi ..
Ağzından çıkanı kulakların duyuyor mu diye soruyorsun bana. Gözlerinde anlayamadığım bir şaşkınlık. Ellerinde ekilmeye geç kalmış endişe tohumları... Evet duyuyorum. Görüyorum da üstelik. Senin a..
Ah yaşamak... Her biten günün, yitip giden zamanın, tek bir cümlenin, koca bir hayatın ardından kendine, kendinle, kendinde kalmak.... Gün başlarken daha aydınlıkken her yan, eteğinin yı..