Her gece yatağıma yattığımda, Penceremde bir yıldız görürüm... Bir yanar bir söner, Bir yanar bir söner... "Sen" diye düşünürüm... Sen saçlarımı usulca okşarken, B..
Ve bir gün gelecek ki Yine ikimiz "tek" kalacağız... Pencere önündeki koltuklarımıza oturup çene çalacağız. Çocuklardan bahsedeceğiz ara-sıra... __ Hani? bugün aramadıla..
Her yer karanlık... Olsa, Bir ışık.. ufacık! Bir ses.. Bir omuz... güçlü! Askerim sindirilmiş, Ezik... Polisim, zayıf. Halk perişan....
O merdiven taşlığında dikiliyordu, Ben bahçenin tam ortasında... Tek ayağımın üzerinde seke seke etrafımda dönerken bir yandan da ona laf yetiştiriyordum. Oldu..
Ihlamurlar hala çiçeğe duruyorsa, Hala yeşeriyorsa kuru bir ağaç, Gövdesinden, Güneşe doğru el veriyorsa Tazecik bir filiz... Hala bir zeytin dalında ise barış Özgürlük ..
İşte yine o feryat... Her gun mutemadiyen o sesi duyuyorum. Bir şey hızla kopup yer değiştiriyor ve ince bir sızı oluşturuyor içimde. Nasıl bir manzara ile karşılaşacağımı bil..
Taptaze dupduru bir sabah. Gece bir önceki günün izlerini tamamiyle silmiş. İnsanların kirli ayakları, elleri ve ağızlarından taşan ne varsa henüz yere düşmemiş, kirlenmemiş.
Tuhaf bi rüyaydı... Kendimi uzaktan izliyordum film gibi. Karanlıktı ama görebiliyordum. Dar, uzun... tünel gibi bi yerdeydim tek başıma. Yol bomboştu ve yürüyordum. ..
Eşiklerle aramda var bir ilinti... Kapı eşiğinde doğmuşum mesela. Öyle anlatırdı annem her doğum günüme yakın zamanlarda. Gördüğüm ilk eşik; anneannemin, dedemin evinin bü..