Kahvemi yudumlarken, günün ilk haberini okuyorum ve her zamanki gibi kara kara düşünüyorum ne yapabiliriz diye. Kireçburnunda yol verme yüzünden tartışıp iki kardeşin ölümüne neden olan şehir eşkıyal..
Ellerim üşenmese Ferhat gibi dağları delmek için kazma, kürek olacak. Beynim üşenmese en güzel aşk şiirlerinden düşler dünyası kuracak. Kalbim üşenmese binbir renkli kelebeklerin uçtuğu, suların çağ..
Bedeninde bir canlı var. Hem de herşeyiyle. Ağlıyor, gülüyor, uyuyor, hıçkırıyor.... Yaşama tutunmaya çalışıyor ve bunu yaparken de annenin bedenini kullanıyor. O kadar ağır bir yük ki bu kelimeler..
Televizyonda eski romanlardan uyarlanan dizileri gördükçe mutlu olanlardanım. Çoğunu büyük bir zevkle okuduğum romanların, günümüze uyarlanmış olsada, dizi olarak çekilmesi belki günümüz gençliğinin..
Ayağımı uzattığım sandalyeyi çekiyor arkadaşım oturmak için... Gözlerimin üstüne inen şapkayı biraz kaldırıp bakıyorum. ''Ne zaman geliceksin kuma'' derken, ''sen daha pişmedin mi''diyorum. Yüzü kıza..
Çocukken en güzel hayalim, gökyüzüne asılı kocaman bir salıncaktı. Gözlerimi kapadığım an dünyanın bir ucundan diğerine sallanır dururdum, gece-gündüz demeden. En güzeli gece olandı. Bir yıldızdan d..
''Günü yorumlayanlar'' diye bir köşe var milliyet blogda. Günü yorumlasak ne olacak ki? Hiçbirşey değişmiyor. Hasan Pulur'un, Ece Temelkuran'ın, Çetin Altan'ın bugün yazdıklarını okudunuz mu? Yıllarc..
Hep sordular bana '' Ebru, sen bunları nasıl yazıyorsun? ''Çok şaşırırdım her defasında ve garip garip bakardım yüzlerine. Çünkü herkesin istediği zaman çok güzel yazabildiğini sanırdım. Bu soru bana..
Yazı sanatı benim en çok sevdiğim sanat. Akıcı, sade, üslubu olan yazılar ise en çok sevdiklerim arasında. Yazmaya başlayınca insan nerede, kim, nasıl olduğunu unutuyor. Yazan eller senin olmuyor ..
Aşkın en yoğun zamanlarında çıkıyor mısralar ortaya. Tıpkı bir mısırın donanması gibi, sıraya dizilip, gönülden süzülüp, beyaz kağıtlara taşınıyor duygular. Bugün de öyle oldu nedense. Ben aslında ..