Ve Mart çıkageldi... Kapıdan baktık, kazma-küreğimizi yokladık sonra, idare ederdi bizi. Hanımeli kuru dal uçlarından patlamaya başlamış, meyve ağaçları biraz daha geriden geliyor şimdilik. İstanbu..
Arkadaşım Halûk' la oturuyoruz spikerlikte, o masada cep telefonu ile uğraşıyor. Ben pencereden Ankara' ya bakıyorum. Havada kırık, utangaç bir bahar kokusu; birden martı çığlığı duyar gibi oluyorum..
Yazmak ne tuhaf bir serüven; sadece kendiniz için yaptığınızı sandığınız birşeyken zamanla sizi aşıp başka bir kavrama dönüşüyor. Yazdıklarınızı okuyanlar çoğaldıkça sorumluluk hissediyor, yazamadığı..