Bugün; hani “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni” diyen Nazım Hikmet’in 107. doğum yıldönümüymüş… “Yirmi Kasım doğumlu olmasına rağmen kırk gün için bir yaş daha fazla görünmesin diye kendinin d..
Canım çay içmek istedi, omuzlarımıza şal aldıracak kadar serin yaz akşamının keyfini çıkarmak adına,“Hey görevli” diye bağırdım, az ötedeki on iki –on üç yaşlarındaki çocuğa ama velet beni görünce üze..
Mavinin yerine kırmızıyı koyacağımı hiç düşünmemiştim; dün öğleden sonrasına kadar. Aslında her şey, geçtiğimiz pazartesi günü başlamıştı… Sadece ben algılamamışım. Verimli olmayan ama yoğun geçe..
Bir yaz tatilinde, bizi Fethiye’ye götüren otobüsün, o kendine has savruluşuyla kıvrımlı yollardan ilerlerken, çam ağaçlarının aralarındaki levhalara takıldı oğlumun gözü. Ucunda kocaman bir alev olan..
Pazar sabahı erkenden uyandım, aceleyle yaptığım kahvaltı sonrası, bayramlıklarımı; kırmızı-beyaz giysilerimi giydim, sanki geç kalmışım gibi fırladım. Esnafıma “günaydın” deyip ki nasıl olduysa(!) mi..
Bu bayram oğlumla evde kalmaya karar vermiştik. Memlekete gitsek mutlu olurdum, bütün akrabalarım orda, kalmaya karar verdik; mutluyum. Bayram ziyaretlerini yaparken, arayamadığım eşimi dostumu evleri..
Bu sabah uyandığımda da dün sabah gibi keyifsiz kalktım. Bu bir gönül keyifsizliği değildi. Hani mevsim dönümlerinde, güneşin, evlerin içini ısıtmadığı zamanlarda, grip olsam mı olmasam mı havas..
Öğlendi, yağmur birden bastırıverdiğinde, tam da işe ara verme vakti. Şemsiyem evde kalmış, umurumda mı sanki? Kıydım o güzel, yüksek ökçeli, gri ayakkabılarıma eve koşuverdim. Ya akşamüzeri? Sanki öğ..
Hiç böyle yapmazdım ben. Ama dün nasıl olduysa yaptım. Bu kesinlikle Ayşon’dan bulaştı bana biliyorum. Ankara’dayken, birlikte bir yerlere gitmek için hevesle plan yapardık, heyecanla beklediğim gitme..
Nohutlu pilavım, hani tavuk suyuna yaptığım, hani üzerine de haşlanıp kızartılmış tavuk eti koyduğum… bu kez, derin mavilere uğurlanan bir annenin ardında kalan, anneanne ile toruna kısmet oldu. Orada..