“ Dün sabah saksılara sakız sardunya ektim Sigarayı bıraktım temiz havayı içime çektim Resimlerimize baktım bi sade kahve içtim Düşündüm ki dünyaya gelirken de tektim ” Maalesef bu..
Aklın aklıma, Tenin tenime, İlle de: Yüreğin yüreğime... Dokununca anladım ki: Sen benim, Kabul olan duamsın. *Hiç doğmamış sevgiliye....
Sıla telefonu açtığında, arkadaşı heyecandan öyle bir konuşuyordu ki, ne dediğini anlayamadı bir türlü. “Dur biraz, sakin ol, hani internetten yazacaktın” deyince, arkadaşı olabildiğince sakin bir ..
Talip Abi telefonunu açıp da “Alo” der demez, büyük bir keyifle “Nerdeyim biliyor musunuz?” diye sordum. O da son derece makul ve mantıklı bir şekilde “Ankara’da mısın?” dedi. Oysa sesimdeki tını, san..
O sessiz Zarife, sevdiğine kavuşmayı dileyerek ve ona “seninleydim” demek için, her zamanki gibi dilek ağacının dalına beyaz örtüsünü bağlarken, birden diğer daldaki "kırmızıyı" gördü; Aleks’in bağlad..
Arife günü uyanır uyanmaz ilk aklıma gelen duygu; “perdelerimi yıkayıp asabilirim” oldu. Yarım gün çalışacaktık ve öğleden sonra bütün perdeleri yıkayıp asabilirdim! Oğlumu bayrama hazırlamayı düşünmü..
Hiç aklımda yoktu, öylesine çalıverdim işte. Birisinin kapısını değil; zamanımı. İşyerinden izin alıp çıkmıştım, ne kadar süreye gereksinimim olacağını bilemediğimden, bütün öğleden sonrası için almış..
Sabaha uyandığımda o beni beklememiş, neredeyse öğleye varmıştı. Çayımı koymadan, günümü aydınlatan güneşin, şu eylülün son günlerindeki o sıcak şımarıklığını fark edince, “Bu kahvaltı içerde olmaz” d..
“Seni seviyorum * Seni seviyorum diye Senden önce hiç kimseye Söylemedim dersem Yalan olur...” Bu yaşa kadar kaç kişiye “Seni seviyorum” dedim ki? Bilmiyorum… Bildi..
Ve Sevda büyük bir heyecanla, telaşla hazırlanmaya başladı; yapılacak ne çok şey vardı! İzin alamazdı, hepsini işten çıktıktan sonra yapması gerekiyordu; offf, offf. Neyse sonunda yapılacakları sıra..