Her insan mutlu olmak ister...İster ki yaşamında her şey yolunda gitsin.Hayalleri vardır insanların, ileriye dönük...Hiç kimse mutsuzluk düşleri görmek istemez.Ama hayat bu... akar gi..
Sizi çok beğeniyorum... Cik cik cik. Tanışalım mı?.. Cik cik cik. Nerede oturuyorsunuz, gelsem de tanışsak... Cik cik cik. Ben yalnızım... Sizi de yazılarınızdan tanıdığım kadarı ile kend..
Senaryo 1:Bir Pazar günü... Sabah erken. Kadın uyanmış, kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa girdiğinde bir de ne görsün. Camın önündeki çiçek açmış. Koşa koşa yatak odasına gider.-Hayatım çabu..
Adam ne söylerse söylesin "kafasını sallıyor". Emme basma tulumba gibi... Bir aşağı - bir yukarı.Gözlerinde, onaylayan... Adama hayran bakışlar.Arada sırada ağzından "kelimemsi" bir şeyler çı..
"Bakın bu blog... Bu da yazı."Anlamadan bir monitöre... Bir yüzüme bakıyor.İşte bütün "mesele" bu... Ayrı dilleri konuşuyoruz."Çamaşır... Bulaşık... Ütü... Haaa... unutmadan... Bir de haft..
Bütün şişmanlar... Şişman olduğunu sananlar... Hafta sonu biraz fazla kaçıranlar... Haftanın bu ilk günü diyete karar verirler.Veee... Pek çoğu maalesef başarısız olurlar.Başaranlara sözüm yok..
Ak büyü...Kara büyü...Kırmızı büyü..."Resmi ruhsatlı medyum ...... Hoca. Ülkemi seviyorum. Vergimi veriyorum" yazmış... Kırmızı renk ve büyük harflerle."......... bölümünde seçtiğiniz ..
Onlar dokunmayı bilirler… Çünkü dokunmayı “severler”. Dokunduklarında da… İz kalsın isterler… Ve “o izi” mutlaka bırakırlar… Ya yürekte bir sızı… Ya yaşamda “hoş bir anı” olarak. Dokunm..
Nüfus kağıdında “kadın” yazınca kadın olunmuyor… “Erkek” yazınca erkek olunmadığı gibi. Şekil “a”… Bakınız transseksüeller. Şekil “b”de de kadın veya erkek olmanın “kulaktan dolma, yalan yanlış yollar..
Zordur arkadaş bulmak. Öyle "arkadaşlık siteleri" ile bulunmaz gerçekten aradığınız vasıflarda biri. İlân da veremezsiniz... Tanımanız lazım... Tanımanız için de "uzun bir süre" geçirmeni..