Kimi insanlar, hayvanları sevmez hatta onlara zarar verirler. Bana göre, bu, öğretilemeyen sevginin dışa vurumudur. Kedi, köpek, kuş, balık gibi hayvanları beslemek, onlara sevginizi verebilmek..
Belki mor menekşeler, belki de eflatun begonya beni bu kadar mutlu eden, derinden ve sarsıcı, hatta en olmadık kısır döngü bu monoton hayatın içinde, gülümsercesine sulanırken bana bakışları. Evet..
Gladyatör filmini seyredenleriniz vardır muhakkak. Filmim sonunda ölüm gerçekleşir ve Now we are free adlı parça çalmaya başlar. Sözlerinde derin anlam taşıyan bu parçayı ben çok severim ve her müzik ..
Nemli sabah havasını alarak dalgın dalgın yürüyorum. Derin derin havayı soluyorum sanki bir daha soluyamayacakmışım gibi. Kafamda karmaşık duygular var, esaretine kapılmışım gibi. Her anımın rengaren..
Masmavi bir deniz, parıldayan bir güneş ve siz denizin ortasında küçük bir tekneyle gitmeye çalışıyorsunuz. Karadan ayrıldığınız yer belli, gideceğiniz yer de belli belki ama deniz ile siz iç içesin..
Joe Dassin’ in l’ete indien şarkısını dinlerken çok eskiler gittim. Belki on beş belki yirmi yıl. Babam, annem çocukluğum. İnsanın beyninin bomboş olup da, sabit takılır ya hani, belki konsantrasyo..
Nesilden nesile, babadan oğla aktarılan bu hikayeyi bir çok kez duymuş olabilirsiniz. Benim babam da bana anlattığı bu hikayeyi, bir gün ben de oğluma anlatacağım.Evlenmek üzere olduğum sıralara..
İlkokula gittiğimde 'Ali topu tut' fişi vardı ya da 'Ayşe bal ye'. İlkokul beş bittiğinde, bitirme sınavı vardı: Resimden, müziğe, matematikten yurttaşlık bilgisine. Ama ilkokul boyunca unutamadığı..
Sizlerden özür dilememin sebebi bu gün yaşadıklarımın etkisi altında kalmamdır. Büyük bir plazanın işini yapmam sebebiyle, günümü orda geçirmek zorundaydım. Kendimi, güvenlikte bulunan 25 yaşlar..
Ne kadar bir daha yazmayacağım demiş olsam da, arkadaşlığın özelliğinden olsa gerek, bu yazıyı yazma ihtiyacı içinde olduğumu hissettim. Bundan evvel yazdığım yazının devamı niteliği taşıyor olsa bi..