"Bir Blog Yazarı Yazdıklarıyla Neler Yapabilir" başlıklı bloğu okuduğumda, yorum yazmak lüzumunu hissettim. Aslında her satırı yorumlanacak bir yazı olmasına rağmen ben, " Tarihi kitaplar değiştirdi. ..
Şimdiki çocuklar da aynı masallarla mı büyüyor, bilmiyorum... Bizler, peri padişahının kızı gidip köyün çobanına aşık olduğu, keloğlanın yollara düşüp padişahın güzeller güzeli kızına tutulduğu bir..
"Yakında seksen iki yaşına basacaksın. Altı santim küçüldün, kırk beş kiloya düştün ama hala güzel, çekici ve arzu uyandırıyorsun. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden..
Doğumdan ölüme kadar geçen süreçte sürekli bir değişim geçirerek büyürüz. Büyümek, belli bir yaşa gelince biter diye bir şey yoktur. Okudukça, öğrendikçe, biriktirdikçe, deneyimler kazandıkça büyümeye..
Yaz çabuk bitti. Yine sonbahar...Ve ardından yeni bir yıl. Ve de yeni bir yaş. Artık doğum günlerini çoğumuz eskisi kadar çoşkulu kutlamıyoruz.Tuhaf bir melankoli sarıyor içimizi...İncecik bir sız..
Vazgeçmenin mümkün olmadığı anlar var mıdır? Hani, sevgili Orhan Veli der ya, "Öyle bir zamanda gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın." "Unuttuğumu sandığım,vazgeçtiğimi sandığım / Sevmediğimi sandığı..
Hep korkmuştur insanoğlu. İlk insandan çağımız insanına kadar süregelen zaman diliminde, korkularını içinde taşıyarak hep korunacak, sığınacak bir şeyler, bir yerler aramış, sonunda varlığına inanmak..
Bir aşkın peşinden giderken hiç bir şey düşünmeyiz.. Beynimizde, yüreğimizde sadece aşk vardır. Tek ihtiyacımızın aşk olduğunu zannederiz.. Ruhumuzun en yalın haliyle, içten, pazarlıksız, tüm masumiye..
"Yazar değilim ben. Sadece mutsuzluğunu yazan mutsuz bir kadınım!" der Elsa Triolet. Aragon'un ölümsüz aşkına ve sahip olduğu Goncourd ödülüne rağmen. Yazmak, sadece yazmak iyi gelmiştir ona... Nedir,..
Bazı eşyalarla aramızda neredeyse duygusal bir bağ vardır. Çoğu kez farkında olmayız. Olsak bile bir anlam veremeyiz. Tıpkı, erkeklerin televizyonun uzaktan kumanda aletini neden ellerinden bırakamadı..