Her insanın bulunmaktan zevk aldığı, kendini mutlu ve rahat hissettiği belli mekânlar vardır. Orada yaşamak insanı mükemmel bir doyuma ulaştırır. Bu mekân kimi insan için doğup büyüdüğü, güzel günle..
21 Aralık 2007 tarihinde kullanmakta olduğum Vodaphone hattıma yönelik bir tarife değişikliği talebim oldu.. Sandım ki, arkadaşlarımla çok daha ekonomik bir şekilde konuşabileceğim. Sanmaz olsayd..
Bir garibim bugünlerde..Bazı zaman insanlara karşı acımasızım, bazı zamansa öylesine ihtiyaç hissediyorum ki en uzağımdakine bile, ona bile dört elle sarılasım geliyor.. Düşmanıma, sevmeyenime bile..
Kalmak mı zor? Gitmek mi? Yoksa gidememek mi? Hangisi daha çok acı verir insana? Hangisi yüreğinizi daha çok kanatır?...Bu soruların cevabını aradım bir süre.. Ama anladım ki yaşananlara göre deği..
Ömrümün Sahibi…Ömrümün sahibi olmalısın aşkım.. Hayatımda başlayıp biten tüm aşklara inat; benim olmalısın..Aşkımız hayatımızın içinde ve dışında olmalı…Matematiksel denklemler olmalı aşkı..
Aşk yeter mi hayata o kişi ile devam etmeye? Mantıgın hayır olmaz dese bile sadece aşkın için devam edermisin onu yaşamaya?Hayat dolu dizgin sürerken, ondan başka herşey gözüne önemsiz gözükse bi..
364. gün bugün… Yani 2008’e 2 kala... Geride kalmış 363 günün kritiğini yaparken birden yazmak geldi içimden. Zaten kaç gündür yazmak istiyorum.. İçimde düşünceler, dilimde kelimeler uçuşup duruy..
Bir blog yazarının evlilik hakkındaki blogunu okuduktan sonra tam yazara yorum yazacaktım ki, bu konuda ne çok söyleyeceğim şey varmış diye farkedince vazgeçip başladım blogumu yazmaya...Sahi..
Zamanı yakalamak mümkün mü sizce? Dur gitme, diye bagırmak avazımın çıktıgı kadar... Koşan dakikalara aldırmaksızın, yılları durdurmak mümkün mü? Her anın, her dakikanın bir bedeli var aslında..
Üzerine kimbilir kaç yazı yazılmıştır, kaç şiir dökülmüştür dudaklardan..İnsan vücudunun kimyasını değiştiren kaç duygu daha vardır aşk gibi..??Gözlerden gönüllere akan kaç duygu daha vardır?..