Bazen sevdiğiniz bir hançer koyar önünüze. Ne koyduğunu bilmeden...“Vur” der, “ya seni, ya beni ya da ilişkiyi…”Öyle anlarda çaresiz ve onurunuz kırılmış hissedersiniz kendinizi.Bir ömrü..
Bir zamanlar üç arkadaş varmış: Aşk, Dostluk ve Güven! Üçü birarada olduğu zaman harikaymış herşey. Gün gelmiş aşkın işi çıkmış. Eh meslek bu kolay mı? Ama dostlarından ayrılmadan önce söz ver..
Sıradışı kadınları, erkekler hemen fark eder. Onları sıradanlardan ayıran zekaları, güzellikleri, yetenekleri ve edalarıyla hemen dikkat çekerler ve başka bir tanıma girerler...Seksi kadın, ze..
Telefonla ilgili oyunlardan biri de, “Telefonu kapat, arasın! Kapat, arasın! Ta ki sesini yumuşatana, güzel güzel konuşmaya başlayana kadar!” oyunu...Bu oyuna göre, sevgiliniz telefonda hoşun..
Aşk ve arkadaşlık, bir gün yolda karşılaşırlar. Aşk kendinden emin bir şekilde sorar: “Ben senden daha candan ve daha yakınım. Sen niye varsın ki bu dünyada?” Arkadaşlık cevap verir:
Herkesin bildiğini düşündüğü şeyler vardır. İnsanlar deneyimlerinden, gözlemlerinden, okuduklarından ve duyduklarından çıkardıkları düşüncelerle, duygularla, o konuyu anlatırlar. O konu gene..
Bir parçamızı kaybetmiş bir yaralı gibi arıyorduk aşkı... Aşk demek, o sonsuz aynaya bakarak, kendi ihtişamımızı doya doya seyretmek demekti.Bu yüzden hep onu arıyor, nerede ve ne zaman olu..
Bir kadının yakanızda özenle bağladığı bir kaşkol, aşkın işaretidir. İkisinin de hayatında yeni bir aşkın tomurcuklandığını önemli bir ânı gösterir bu... Onları sokakta yüz metre öteden fark edersiniz..
Hiç ummadığınız anda çalan bir telefonu, kaçak bir bakışı, bir otobüs durağındaki küçük bir konuşmayı, hayatın bizi koca şehirde aynı anda aynı yerde olmamızı sağlayan büyüsünü hiç düşündünüz mü? ..
Edip Cansever, bir şiirinde “İyimser bir tuğlacıyım her gün bir tuğla düşürürüm elimden” der. Şairlerin pek çoğu karamsar, aşk kırıklarını anlatan dizelere imza atmıştır ama “umutsuzluğu” bu kadar i..