O sabah Halil, sanki günlerdir uyuyormuş da uykusu iyice kanmış gibi birden uyandı. Ellerini başının altına koydu, tavandaki ışık demetine dikti gözlerini. Perdenin aralığından giren ışık demeti..
"Atımı bir yerde durmamanın güzelliğine bağladım." diyordu Kemal Özer, bir şiirinde. O, şiirlerini severek okuduğum şairlerden biri. Bir ağaç var. Çam gibi, ladin, köknar, söğüt, ardıç gibi bir ağaç. ..
Yıl, 1999. Önce, Alsace’taki maden kömürü havzaları, ardından, potas madenleri kapanmak üzeredir. 2004’te hepsi kapanacaktır. Ama bu, maden kuyularının işletilmesine son verilmesi anlamına gelmiy..
Gençler, işyerlerinin gerçekte nasıl yerler olduğunu, yıllarca sömürülmüş eski işçilerden daha iyi kavrıyorlar. Çalışma koşulları, eski işçilerin günlük yaşamlarının bir parçası olmuş, onlar işyer..
“Hız veriyor şimdi yüreğime / daha gür yapraklanacağını düşünmek / budanan ağaçların önümüzdeki yıl.”(Kemal Özer, İstanbul, 1994)Gündelik heyecanlarımızı, acılarımızı, sevinçlerimizi, öfk..
Beleş yaşamanızın kirli saltanatında Aksıra tıksıra yiyip içip şişiyorsunuz. Basiretiniz bağlanmış bir doktora görünün benden söylemesi Sık sık cami duvarına işiyors..
Yemyeşil bir ovada, yumuşacık çimenlerin üzerinde yürüyordu. Sepetinin sapını sımsıkı kavramış, mantar topluyordu. Her yağmurdan sonra çayır, mantarla dolardı. “Bak bu ortası beyaz..
Sabah... Evlerin perdeleri kapalı, daha. Çalışanlar, çalışmayanları uyandırmamak için ayaklarının ucuna basarak kapıdan çıkmış, kapıyı usulca çekmiş, otobüs duraklarına yönelmişler. Durak..
Dallarına renkli, küçük ampuller takılmış ağaçlar, on üçünde gelin edilmiş kızlar gibi mahzun, yol boylarında utanarak başlarını eğmiş... Yerinden yurdundan edilmiş, ayak bileğinden kesilmi..
O zamanlar ateş bilinmiyordu daha. Prometheus da yoktu. İskra* da! Kocaman kentler, köyler de yoktu. Bomboştu olmayan sokaklar, olmayan caddeler, olmayan otobüsler... Çakallar ulurd..