Kaşlar bir ucundan öbür ucuna, sanki kalemle çizilmiş, yay gibi. Ama sahte yay. Gözler en güzelinden renkli, ama lens. Burun en hokkalısından, ucu havalarda, ama sahte hokka. Dudaklar dolgu..
Sanki rüzgarda kalmış gibi Kirpiklerinin kenarına gelmiş yerleşmiş Döküldü dökülecek Önce bulutlar geçiyor Ve ilk damla düşüveriyor yüzüne Sonra Sonrası sulu sepken, sağanaklar, ..
İçime bir ateş böceği düştü Her kanat çırpışında yakıyor beni Hiç durmuyor ki Pişşttt ateş böceğim bırak suskun gevezeliği İstediğim sadece Yakmadan ısıt beni<..
Böyle şurama bir şey gelmiş, oturmuş. Göğsümün hemen altında, kalbimin sağında, midemin üzerinde. Sormadan gelmiş, enikonu yerleşmiş, şöyle bir uğrayıveren misafirlerden değil, anlad..
Bir rüzgar esmiş, alabora etmiş beni Sonradan fark etmişim Senmişsin Islanmışım, yağan kar ya da yağmur her ne ise İliklerime kadar ıslanmışım Islak ıslak bakmışım Senm..
Öyle söyleyemem ki ulu orta Çok zorda kalırsam Dolup dolup taşarsam, taşıyamazsam Tutamazsam kendimi İşte o zaman, içimden avaz avaz haykırsam da Sessizce dökülür dudakl..
Yaşadım herkes gibi…. “Her” kelimesindeki çokluk ile “hiç” kelimesindeki yokluğun her zerresini hissederek.. Seçimler yaptım gönüllü ya da zorunlu. Seçmediklerimde neler saklıydı hiçbir zama..
Gündüz akşamın gelmesini iple çeker, akşamüzeri heyecanla gider gişenin önünde kalabalık ile birlikte sinemanın kapısının açılmasını beklerdik. Tam havanın kararmasına yakın güneş batmış, laci..
Dedi yaşlı, ama çok yaşlı adam.. Sıcak bir yaz günü Kızılay’dan Gaziosmanpaşa’ya gitmek için otobüse bindim. Arkalarda, boş yerlerden birine oturdum ki anında yer kalmadı zaten. Bir durak sonra..
Nihayet geldi… bahar… biraz geç kaldı ama geldi. Bir şeyler yapasım var. Kendimi oradan oraya atasım var.. Yani dağlara, tepelere çıkasım var. Bir avuç su olsa da razıyım (yapay d..