Yağmur yeniden başlamıştı. Bin parçaya dağılıyordu arabanın camlarına düşen iri tanecikler çarpmanın etkisiyle. Tıpkı benim Sene'yi İstiklal caddesinde bir başkasıyla el ele gördüğümde bin parçaya böl..
İki kelime nasılda alıp götürüyor insanı. “Alıştırma kendini” Herkes için farklı farklı şeyler ifade eden bu iki kelime, telefonda söylediğin diğer sözlerden öne çıktı arsızca. Hiç sormadan..
Bir kış günü düşünKar yağıyorCamlarımız buğulanmışSıcak, sımsıcak bir odadaKollarımdasınSaçların omuzlarına savrulmuşGözlerin kar tanesiYağıyorsun yüreğimeBeyaz ve ayd..
Yağmur yine açık alanda yakalamıştı beni. Oysa dün, senden sonra şansımın döndüğünü düşünüyordum. Ev ile dolmuş arası, yada dolmuş durağı ile işyeri arasında ansızın bastırıp da aniden ıslatıveren, ..
Dün akşam...Koşuyolu hiç görmediğim kadar sessizSanki bütün mahalle taşınmış gibiydiMeğer.....Sen yoksun diyeymişMeğer sen giydirirmişsin Koşuyolu'na bahar rengini Zor ikn..
Aşk, irade yitimidirBir bilsen....Ne cehennem sevmişim seniİnce, yangın, tutkulu...Sonu yok, dibi yok karanlık kör kuyu her yanım muhtaç ışığaİlle de sana Aşk, irade yiti..
Akşamüzeri vakitsiz bir zamanda çalan cep telefonumun ekranında şirket merkezinin numarasını gördüğümde anlamalıydım başıma gelecekleri. Kararsız kalışımdan belliydi aslında. Daha önceleri de hep böyl..
Fırından çıkarken kendi kendine söyleniyordu. İhtiyar yüzünde zorda olsa fark edilen bir endişe vardı. Kol uçları yıpranmış, petrol mavisi hırkasının yakalarını sol eliyle çekiştirerek birbirine yakı..