Ahh çocuk! Bir yer var, gözlerinde izini sürdüğüm. Bir yer, sonunda ölüm olsa ulaşmak istediğim. Mutlak bir yenilgi mi o ışıkta titreşen? Dokunabilsem; acır mı rüyam, yalancı dünyam? ..
Deliriyorum galiba. Kafamın içinde garip sesler… Bir rahat vermiyor, yağmur damlaları gibi düşünceler. İşte yine tutamadım… Biri daha kaydı avuçlarımdan. Mavi bir bayrak dikiyorum göğe. Bir..
Masum bir çocuğum bu gece yine. Hani o gece… İniltin çığlık kulaklarımda hala. Uyanmasam olmaz mı? Gözlerimi açmasam … Saçlarında bir el var, gecenin eli gibi kara derisi. Sürüyor mabedimi ..
Aksi düştü yüzünün, boğulduğum denize. Koynunda sen ve ben, denizin… Gözlerin su yeşili… Derin… Ve gözlerin ıssız, kuytu… Pusuda bir avcı gibi… Usul usul… Dokunmadan öldür beni...
Güzel gözlü çocuklar… Pembe kanatlarda umut… Umudumuz çocuklar… Ah çocuklar… Elinde mendil, kirli mi kirli yüzü, eli, ayağı; ağlamaklı, yalınayak, gözleri kömür karası… Kaderi baştan yazılı..
Portakal çiçeğinde saklı incelik... Ellerimin kokusu, saçlarında turuncu. Ferah bir yalnızlık ruhumda gezinen, Göğsümde saklanan nefes turuncu. Ebeyim;..
Tanıyorum! O çocuk parkından, zinciri kopmuş salıncağın yalnızlığından geliyor bu ses. Dayım götürürdü beni o parka. Ne çok severdim. Adana’nın pek gözde bir semtinin çok rağbet gören çocuk..
Komşumuzun kızıydı. Adı Fatma’ydı. Benden yaşça büyüktü. Babası yoktu. Yetim kelimesinin karşılığıydı bende Fatma. İki erkek kardeşi vardı. Annesi çok zarif, kibar, incecik hatlı, uzun boylu, elma..
Sardunyalar aldım bugün; beyaz, pembe ve fesleğen… Gitme. Çiçekleri seversin, onlar senin için. Aklımda soru işaretleri tepe taklak, bir o yana bir bu yana sanki geriye işleyen zaman, tik tak tak...
İçinden geçtiğim dünyaya bak! Nasıl da umursamaz ve kibirli… Benim için üzülmesini beklemiyorum elbette. Yas tutacak bir avuç sevenim vardır kanımca. Hem, maviden kızıla döneli çok ..