Neşe’den esen ani ayrılık rüzgarı Onur’u bir yaprak gibi titretmişti. Yaşadığı aşk; tatlı bir hoşluk katmıştı hayatına, mutluluk sarhoşu olmuştu oysa şu anda koca bir boşlukta hissediyordu kendini…
Onur; Neşe'nin elinden polarını alırken, gözleri bir anda birbiriyle buluşmuştu. Neşe'nin masmavi gözlerinin derinliğine dalmıştı. Aynı zamanda poların üzerinde birbirine değen ellerinin sıcaklıkları..
Cevriye’nin yaşı otuzbeş olmasına rağmen siyahı neredeyse kalemle araya çizilmiş kadar azdı saçlarının arasında… Ayva, armut veya balık tipi değil de vücudu aslında eskinin sanayi tip tüplerine benzi..
Kulaklarında sadece eşinin “Defol git” diyen sesi ve kapının gümbürtüsü vardı.. Boş kaldırımlarda adımlarını takip ediyordu nereye götürdüğünü bilmeden.. Nefesi tıkandı bir an.. Yanından kimsenin geçm..
Çözerdim kararlı gözlerinde ben bulmaca hayatı, Damlarken gözümden yaşlar, yaşım boyunca, Her çıkmazımda cevap anahtarımdın sen benim, Sevincimde, kederimde yüreğimdesin babam...
Zaman denilen mefhum; ne zaman geçip gider anlaşılmaz bile. Duygusuyla, ruhuyla, elemiyle, sevinciyle bir de bakarız ki yıllar, aylar, günler kopan takvim yapraklarındadır. Bütün yaşadıklarımız i..
Yılların yılgınlığı vardı gözlerinde, omuzlarında ise yükü.. Ağırlaştıkça kamburlaşmıştı sırtı.. Yoktu okuma yazması ama yüreğiyle meydan okurdu bütün haksızlıklara... Kendi değil ama duyguları hiç u..
Sana uzattığım ellerim, Aslında saf ve tertemiz yüreğim, Sonsuza dek sürecek olan sevgim, Aşkımdı inan ki gönül çiçeğim. Teslim ederken ellerimi ben, Ellerim ellerine ..
Çıkmaz bir sokakta; yanlış yola giren biz, öfke duyduğumuz yol, nasibini alan ise araba olur bazen.. Başa çıkılmaz bir işte ise işin içinde olan biz, isyan ettiğimiz olaylar, muhatap aldığımı..
Apansız, çıkarsız, umarsız, Yürek misafirse sevdiğine, Söylemeli aşık aşkını aşkına, Sevda bir kişilik yaşanmaz ki.. Aşkolsun denir mi hiç, "Aşık olasın" olmalı dil..