“Türkiye nereye gidiyor?” dedim kendi kendime son günlerde yaşanan olayları izleyince… Birileri diyor “Demokrasi var, hem de en ilerisi” Öbürü diyor “ demokrasi diyorsunuz gazetecileri içeri tıkıy..
Üç olay… Üçü de birbirinden merdane çıktılar yurdumun güncesine… Önce ilkini tanıtayım size, “Seks kısmını bırakalım…” Aaa… Daha dün alkol ve seksti… Bu gün oldu da seksi gitti alkolü kaldı… Çünkü..
kaldırımlara uzanan yosma bakışlardan boy vererek uzandım yarınlara en kirlisini saklardım renklerin en temizlerini çıkarınca kendi gölgesinden korkan sokak lam..
sokaklarında ayak izleri dolu, köhne evlerin apartmanlara yaslandığı, ve çocukların her şeye rağmen ip atlayıp körebe oynadığı bir kentin arka bahçesinde tanıdım seni,
Aykırı bir kişilik… Marjinallikte az kalır… Yetmez hatta yaptığı sanatın yanında… Yaptığı işlere bakınca ( geçmişindeki yaşantısı kendi deyimiyle psikologları ilgil..
bitti… bitmez sandığım her şey… önce gözlerimiz koptu, dilek tutup saldığımız yıldızdan sonra ellerimiz… ellerimiz, Anadolu’ya uzanan gökkuşağı gibiydi,..
Bir nevi, pişmiş tavuğun başın gelmemiştir onun başına gelenler… Yıl 1880… Fransa devleti yeni açılacak olan sanat müzesi için bir kapı siparişi verir… Müze açılır kapı gelm..
"Sen yarım kalmış bir aşkın Kaçınılmaz sürgünü, Katlanan göğsündeki kayaya. Sen orda şimdi bir hüznü köpürt, Ben bir çocuğa su vereyim burada Ben ki kiracıyım bir ..
Üç polis açığa alındı… Yargı paketi yolda… Yumruk atan şahıs serbest diye, ortalığı yaygara verip hâkimlere yüklenip hukuku sonuna kadar eleştirmek ONLARDA… Ergenekon’a ses ..
gidersen; sular altında kalır kirpiklerim yalnızlık, benimle daha da kalabalıklaşır… benimle düşer, benimle kalkar o… olur ayrılık… ..