Annem hasta. Çok hasta. Eriyor her gün. Farkında değil illet hastalığın. Ayağa kalkacağını sanıyor. İple çekiyor o günü. “Sıkıldım” diyor, “yatmaktan” Ev sürekli dolup taşıyor. Kalabalığa kızıyor. ..
Uykusunun en derin yerinden, bir gece yarısı, onu bir telefon sesi uyandırdı. Yarı uykulu bir halde, eli acı acı bağıran telefonu aradı buldu. Ahizeyi kulağına yaklaştırıp, "Alo" dedi ürkek bir ses..
İş dönüşü anamı evin balkon demirinden aşağıya sarkık bir halde, bakarken gördüm. Yüzünde tarifsiz bir sevinç dalgası geziniyordu. Bakışlarını takip ettim. Küçük kızım Ezo’nun başka bir kız çocuğuy..
Ne zaman çekip gitsen benden Bir yanım eksik kalır hep yalnızlaşırım omuzlarıma karanlık çöker... yokluğunda iyisi mi diyorum seni içimden koparıp atmalıyım
Önsöz Sistem eliyle emekçi halkın üstüne örtülen “ölü toprağı”nda 60’lı yılların ikinci yarısından sonra bir hareketlilik başladı. Bu hareketliliğin bir ayağını doğal gelişim sürecini ..
resmine baktıkça hüzünleniyorum öyle içli gizemli zeytinkarası gözlerin var ki senin baktıkça resmine içer..
Canım sıkılmaya görsün bir kere, bu can sıkıntısını üzerimden atmam için, alır başımı giderim. “Nereye mi?“ Neresi olursa olsun fark etmez. O an bunları düşünecek akıl nerde bende. Bir keresinde, İ..
Eşim ve küçük kızım Ezo, uzun süren bir ayrılığın sonunda, ancak gelebildiler yanıma. Hem de 14 Şubat sevgililer gününde… Anam İzmir Menderes Havaalanından uçak havalanana kadar b..
İki Şubat benim doğum günümdür. Hatırıma gelmeyen, sürekli hatırımdan çıkan bir doğum günüm hem de. Akşamüzeri büyük kızım Eylem kamerayı açtı ve görüşmeye başladık. Çok kısa bir süre sonra odanın ..
Küçücük bir çocuktu daha O. Simsiyah, ışıl ışıl parıldayan bir çift göz özlemle sahibini arıyordu. Aradan üç yıl geçmişti, babasından ayrı kalalı. Ellerinden tutmayalı, birlikte uçurtma uçurtmayalı..