Köy yeri bir anda mahşeri kalabalığa dönüştü. Böylesi bir kalabalık, ancak ağaların düğününde olabilirdi. Herkes meraklı gözlerle Mehmet efeyi izliyordu. Mehmet efeye acıyanlar, onun böylesi bir iş..
Çocuklar mutlu oldu, aldıkları bu haber karşısında. Sevindiler. Eve vardıklarında ilk işleri el ve yüzlerini bir güzel yıkamak oldu. Üstlerindeki elbiselerden kurtulduktan sonra, akşam yemeklerini ..
Aynı benzer duyguları taşıyan Fadime, aynı yollara başvurmuş, çocuklarının güvenliği açısından karşı civar köylere yalnız başlarına salmak istememiş, hatta yasaklamıştı gitmelerini. Belki de bu yüz..
Sana koşarken dili çözülmüştü denizin... şarkılar söylüyordu dalgalar "kavuşmak" üzerine otobüs rüzgar otobüs kuş olup kanat takmıştı sanki ayrılık yetis..
Ama bu kez kararlıydı, sonucu ne olursa olsundu, mutlaka Sultan ile konuşmalıydı. İçine düştüğü bu çıkmazdan onu ancak Sultan kurtarabilirdi. Erkenden kalktı, Sultan’ın köyüne gitti. Köyün çıkışınd..
Köyün girişinde köpek havlamalarını duydu. Eve zor attı kendini, içi üşümüştü ve terliydi. Kulağının arkasından bir ses işitti. İrkildi, korktu adeta. "Dur, kahpenin dölü! Sakın Kımıldama!"
Çalışıyorum fabrikada ip sarıyorum mekiklere sonra sigara içiyorum tütünsüz ve dumansız ... Lahana dolması yiyorum binbir özenle hazırladığın yemek ..
Ahmet annesinin bu sözü üzerine çılgına döndü birden. Duyduğu gerçek olamazdı! İnanmak istemiyordu. Aceleyle giyindi Feride’ye koştu hemen. Feride’yi ağlar halde, üzgün buldu, ”Duyduklarım do..
On iki Mayıs bir bahar sabahı geldiniz kucağınızda bir demet çicekle; gelincik, papatya, karanfil ve yabangülü! Teriniz hasretiniz sinmişti g..
Uzun zamandır işsizdi. Hangi kapıya el uzatsa boşa çıkıyordu. Evde bulunmak, ev halkıyla göz göze gelmek istemiyordu... Erkenden kalkıyor, açlıktan guruldayan midesiyle zor atıyordu kendini dışarıy..