Ben; tanrının yağmurunda ruhunu beyazlatmak isteyen, dünyanın geçici kölesi. Sen; insanlığına doymuş, en uzak diyarın kanatlı askeri. Tenin; belki güneşe küs bir ingiliz..
Uzağın uzağımda kayıp gidemeyişlerin cebimde, çakıl taşları gibi ayrık,dağınık ... silüetinle muhabbettim, sevgili desem, değil sevdiğim desem, çok yalın.
Şehirlerin de katilleri vardır; gönül mahkemelerinde asla adil cezaları alamayan, sanık sandalyelerinin bilge yüzünde, her şeye rağmen merhametle yargılanan, ucuz ka..
Liğme liğme susturulan bir hayatın içinden konuştu daha dün; Varlığının baş kıyıcısı bir yaratık türünden bahsetti, içinde gizlediği insandan, akıp gidemeyen ..
Sen ay ışığında mı büyütüldün sevgili? Hüznün en düş yanından kopuk halde. Masumiyetini kurtlar yemediyse, kim katletti? Benim yırtılan sesim düştü mü hiç avuçlarına, saçla..
Bir fincan kahve kıvamında tüm hatırı sayılır yalnızlıklar pervasız bir nota gibi kimin bestesinde susacağını bilemeyen tek bedenle yetinemeyen vefasız yalnızlıklar ..
Güvercin kursağı bizim umutlarımız; hayata diş tırnak geçirmiş yaralı 'öteki'lerin son gözyaşı. savaş bebeklerinin minik kara elleri bizim umutla..
Buruk doğar tüm heceler yokluğunda kum taneleri gibi karların altında, güneşi eksik mevsimler gibi buz, geceyi mutlu edemeyen yıldızlar gibi sönük... ..
Bir 'son' yaş şarkısı çalıyor toprağa serpilen bir ömrün ardı arkası; ufalanmış taşlardan bir yürek, okyanus tuzundan bir beyin... * Sanki zaman benden çok d..
Bir şeyler yapmalı aşk adına mesela rakı bardağından seslenmeli denize, 'yürekler uyuşmaz' demeli sarhoş beyinlere. Kuşların özgür yanlarıyla uçmalı, sol k..