(Her çocuk şanslı değildir.) Büyüme çocuk, Büyüme… Bırak yaşasın; Saf ve temiz duyguların. Oyna… Sahip çık oyunlarına, Elinden alınmasın oyuncakların.
Sunuş Günümüzden yetmiş, yetmiş beş yıl önce Erciş’in, Purmak köyünden bir erkekle, Purul köyünden bir kızın, birbirlerine âşık oldukları rivayet olunur. Rivayete göre Purmaklı, kızı isteti..
Aysel, gözlerini ovarak uyandığında Güneş hayli yükselmişti. Bu kadar geç uyanmasına şaşırdı. Başka zaman olsa anası uyandırırdı. Nedense bu kez dokunmamıştı. Hemen geceliğini çıkararak günlük kıya..
Elimde kalemim hesaba daldım Sokağa çıkamam asosyal oldum Sözünü dinledim bir simit aldım Çay simit hesabı tutmadı beyim Aldığım maaşın yarısı kira Fatura kabarık ye..
Çetin’de koka yiyecekti; ancak, kokayı nerde, nasıl yapacağını bilmiyordu. Hacer yengesinden yardım istemeye karar verdi. Damdan düşer gibi bana koka hazırlar mısın diyemezdi. Yengesi avluyu temizl..
Esen rüzgârın, yüzünü okşayan serinliğine aldırış etmeyen Çetin, Aysel’i görmeye gittiğinde avluyu temizliyordu. Çöpleri dereye doğru süpürdükçe toz toprak Cevo’nun Hasan’ın evine doğru savruluyord..
Her kızın evlilik hayali kuracağına inanan Çetin, bu soruyla er geç karşılaşacağını biliyordu. Sevgilisi olan bir kızın evlilik hayali kurmasından, gizlice buluşmak yerine her sabah gözlerini kocas..
Çetin yanık sesliydi. Elinden tutan olsaydı belki de ses sanatçısı olurdu. Purmak’ta, Purul’da Çetin gibi sesi yanık olan çok kişi vardı. Ellerinden tutan, yol gösteren olmayınca demeli çevirmeli d..
Bir gün sonra askere gidecek olan Çetin’in ayakları nedense evine doğru gitmek istemiyordu. Belki de gözyaşları içinde ayrıldıklarındandı. Belki de anasının da ağlayacağını bildiğinden, sevdiği ins..
Murat Çavuş izine geldiği gün, evi köy gençleriyle dolup taştı. Akrabaları, komşuları derken asker ziyareti üç gün yoğun olarak devam etti. Dördüncü gün mektubu vermeye gittiğinde Aysel’i göremedi..