Bir kukla kendini astı ustasının parmaklarında ipi canlıydı kuklanın cesedi kuşların, şapkasına yuva yaptığı korkuluklar gördü korkuluk kuklası ölüm korkusumuydu
Kırmızı gül, mor soldu.. dudaklarım gibi.. yalnızlığıma dokundu, kanatan dikenleri.. sararmış gözlerim, sonbahara tutuldu.. bir serçe gülün dikenlerine..
arkandan ağlayan, son lokman var ya çöpe atılan… içimdeki sokak çocuğu buldu onu silip gözyaşlarını lokmanın, yedi onu! .. kördüğüm, olamadı bağcıklı b..
Ağzımı dayayıp avuçlarına bir yudum su içer gibi düşündüm seni yokluğunun çölünde avuçlarına sığdırırken bütün denizleri.. sığmadı, saçlarının dalgası..
saatli bombanın akrebiydi zamanın örümcek ağına takılan ertelenen bir infilaktı gözleri herşey karıştı birdenbire şair tuale yazıyordu şiirini ressam harflerle yaparken resmini <..
Çocukluktan genç kızlığa sadece bir kaç adım kalmıştı. Bal rengi gözlerindeki çocuksu ışıltı, zaman zaman genç bir kızın bakışlarına dönüşse de, parıltısından hiç birşey kaybetmiyordu. Göze çarpan e..
Kana kana içtim, dudaklarındaki yalanı.. gözlerinde saklıydı, yalandaki gerçek payı.. yalanın kuklası, kesti kendi iplerini.. saklayarak benden,
Bir çığlık uzaklıkta gözleri, yüzünden... deliktir tüm maskeler gözlerin olduğu yerden korkuluksuz terasındaydı masallara inanmayan masal kahramanı geceye tutulmuş gözleri..
kemik düğme, iliği içinde… dışarsı çok soğuk, önünü ilikle… köpekler var gecede... kırmızı gözleri üstünde... ..
Yaprak kıpırdamıyor derler ya, işte öylesine bunaltıcı yaz gecelerinden biriydi. Yatalı iki saat olmasına rağmen uyuyamamıştı genç adam. Açık camı örten ince tüldeydi gözü. Tülün ufak bir kıpıtısıyla..