Martin Luther, koşarak girdi kardinallerin toplantı yaptığı odaya. "Ben" dedi, "Ben cehennemi satın almak istiyorum." Deli gibi açılmış şaşkın gözlerle birbirlerine baktı din adaml..
28 yıl önce yaşantımı, çocukluğumun geçtiği Ankara’dan İzmir’e taşıdığımda, bu iki farklı kültürün arasına sıkışmış gibi hissetmiştim kendimi. Bir yanda saflığıyla çocukluğumu kucaklayan titiz, düz..
Elimin üzerine konan uğur böceğini, dağılmış, adresleri kaybolmuş kitapların doldurduğu kütüphanemde, Sartre’ın “Bulantı”sını ararken gördüm. Küçücük varlığı ile kolumda tatlı bir gezintiye çıkmış ..
Sakız gibi yıkanmış pembe çiçekli masa örtüsünün üzerine bıraktı beyaz tabağı. Önümdeki manzara karşısında kocaman açıldı gözlerim. Pembe şurup üzerine yatırılmış iki yeşil nane yaprağının tam orta..
Tıka basa 2. el eşya dolu dükkânında, yerde sıralanmış ayakkabıların üzerinden atlayarak köşede, masanın üzerinde duran ocaktaki yeni demlenmiş çaydan bir fincan doldurdu kendine Naz. Az önce gele..
Hırçınlıkla uysallık arası gelgitlerin yaşandığı bir sonbahar havası.. Mahcup bir rüzgar, utanır gibi usulca yalayıp geçiyor tenimin açıkta kalan yerlerini. Ceketimin yakasını kaldırıyorum küçük de..
Eski kristal aynanın önünden geçerken gördüm annemin bana bakan gözlerini. Aman Allah'ım hiç bu kadar benzediğimi fark etmemiştim. Döndüm, burnumu aynaya yaslayacak kadar yakınlaştırıp merakla bakt..
Ne çok pişmanlıklarla dolu hayatımız.Yapamadıklarımız , bir gün, aynı şehirlerde yaşıyor olmamıza rağmen aralarımıza koyduğumuz uzun mesafeler.. yaparım düşüncesi ile ötelediğimiz ,kızgınlıklarımı..
Ak güvercinler, hüznü kanatlarına yükleyip uçuşuyorlar farklı yönlere. Gözlerinde bir kez daha yenilmiş barışın matemi. Gökyüzü ile toprak arasına sıkışmış insanlar hareketsiz.. Hangi silah..
Uzanıyorum yatağıma, elimde "akşamlık." Önce kokluyorum kitabın sayfalarını. Nergis tarlasındaymışım gibi kokusu kaplıyor birden odamın aydınlığını. Açıyorum sayfaları; sonra isimsiz şiirlerin aras..