İhtiyar bir ağaç vardı şehirden uzak bir parkta. Pek çok pir-i fanînin huzur içinde doğayı dinleyişine, pek çok gencin birbirini öpüşüne, pek çok berduşun içip içip sövüşüne şahit olmuş pek çok kez..
Kelimeler, cümleler ve bu bağlamda insan ağzından çıkan her anlamı olan sözcükler insanların uyuduğu bir gece sert bir münakaşaya girişmiş. Hepsi en anlamlı olan olanın kendi olduğu iddiasındaymış...
Müslüman bir ülkede bir kurban bayramı gününde bir kesim yerinin tepesindeki ağaçtaki kuş ağaca dedi “Kurban bayramı 2 et üzerinde düşündürür beni: Kesilip yenen ile kesip yiyeni yönlendiren et” Gö..
Bir meczub varmış. Diyar diyar gezer, insanları izler, zorla padişahların huzuruna çıkıp içinden geleni sayıp dökermiş. Meczup olduğundan baş almakta nam salmış şahlar dahi gıkını çıkarmaz hatta b..
Milât kabul edilen tarihden bir kaç üç bin yıl sonra insanların daha gelişkin aletlere sahip olduğu bir zamanda yeni bir tür gönderilmiş dünyaya fakat insan kılığında. Tanrı başka evren için yaratt..
Karşı karşıya gelmiş suç ile meşrû. Meşrûnun yüzünde bir kese kağıdı. Alaycı kahkahalara boğulmuş suç. “Ne bu halin, bana dönmüşsün ama benim yüzüm kapalı değil. “Uzatma” demiş meşrû. Send..
Uzaylılar uzaydan insan türünü izliyorlarmış, tarihin başından beri ve Amerika ile Afrika’nın “KEŞFİ”ni dehşetle izlemişler, insanları nasıl katlettiklerini görmüşler, kendi çocuklarına anlatmışla..
Birkaç adamın; buralara ben hükmedeyim, kim hükmetsin kulumuz olsun; bu maddeler benim diğerleri kimin olsun kavgasının sebeb olduğu bir savaşta, adam safını dolduramayan lakin adam safında boy gös..
Tefekkür yol-labirentinin yeni fakat yaşça yaşlı bir yolcusu tüm gün yürüyüp kısaltmaya çalışıyormuş bunca yıl yürümediği koridorları. Lakin kolay değilmiş, sık ormanlıklar ile kaplıymış yolu. Hep ..
Yıllardır gözü gönlü cellatlık yapan işinde de mahir olan bir adam, iş için çıkmıştı yine yola. Karşı çıkılmazdı padişaha da buyruğuna da. Ama o gün de öyle sıcak öyle sıcakmış ki hava, celladın me..