Evet efendim, Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değildir. Eğer yazıldığı gibi okunan bir dil olsaydı, "eğer" sözcüğündeki "e" seslerinin ikisini de aynı şekilde söylerdik, çünkü ikisi de aynı şekil..
İlkokul yıllarımızdan beri içimize işlemiş bir müzik bilgisi vardı: Sekiz nota (Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si, Do). Bir müzik dinleyicisi ve amatörce de olsa duyduğum her şarkıyı org ile çalabilen biri ..
Yaşadığım çevrede dikkatimi çeken bazı iş yerlerinin tabelaları var ki, ne kadar ilginç anlatamam. Usta bir kalem için iyi birer malzeme olurdu ama yazan kişi "ben" olunca bu kadar oluyor... :)
Minibüste arka beşliye oturdular her zamanki gibi. Fakülteden yorgun argın çıkmışlar, hafta sonunda ne yapacaklarını kararlaştırıyorlardı minibüs daracık ve kıvrımlı yollardan yokuş aşağı inerken.
Günlerden bir mükemmel gündü. İstanbul'un kurtuluşu olduğundan, İstanbul'da ikamet etmekte olan çalışan kesim için tatil ilan edilmişti. Her ne kadar her fırsatta tatil yapılmasına karşı olsam ve eleş..
"Ne zaman bir adım atmaya kalksam, kendime takılıp düşüyorum..." Çok istiyorsunuz bir adım atmayı, ama hep bir şeyler engelliyor sanki. Nedir sizi durduran? Seviyorsunuz, içinizde tutmayıp bu aş..
Para biriktirmek istiyorsunuz, hatta mecbursunuz; ne de olsa geleceğinizi garanti altına almak zorundasınız. Ama bir türlü olmuyor, değil mi? Hatta tam biriktirmeye başlıyorsunuz, birden bir aksilik ç..
Rüyamda anneannemi gördüm. Şu anda olduğu yaştaydı ama görünüşü çok farklıydı. Saçları mesela, şimdiki gibi zayıf ve cansız değil; aksine uzun, gürdü ve hatta yukarıdan hoş bir topuzla tutturmuştu. Rü..
Her taraf karanlıktı. Üstelik ikisi evde yapayalnızdı: Anne-kız… fırtına… sağanak yağmur… gök gürültüsü… Anne, 12 yaşındaki kızına korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu, ama aslında kalp atışları kend..
Birkaç gün sonra tam yedi yaşında olacağım. Bu sene okula başladım biliyor musunuz? O kadar heyecanlıydım ki ilk gün… Kalbim küt küt atıyordu. İlk günler annem hep yanımdaydı. Önceleri oyunlar oynadık..