Bu kentin sokaklarında içimde seni taşımadan yürümeyi denedim. Gökyüzüne dikili gözlerle dünyaya aldırmadan ve dahası sana aldırmadan. Kuşlara baktım sonra ve insan yüzlerine... Başka bir kentte hala ..
Ona bir armağan almak istediğini söylüyor. Doğum günüymüş. Armağan almakta hep çok zorlandığını, ne alacağını bilememenin sancısıyla günler önceden kıvrandığını anlatıyor. Bana soruyor: "Sence ne alm..
Bir rüya görmüştüm. Dev bir çınar ağacının altında oturuyordum. Ayaklarıma bakıyordum. Karşı tepenin yeşilinde kahverengi atlar küçük lekeler gibi görünüyorlardı. O baharın ılık güneşi altında duyduğu..
O çok sevdiğim kitabın cümlelerinde kendimi kaybetmiş hayallere dalmışım. İçeriden zaman zaman kesilen, aynı ezgisi bir kaç kez yinelenen violonsel sesi geliyor. Uzun zamandır aynı parçayı duraksayara..
Koşa koşa gittiğin bir yolda durup soluklanmak gibidir söylediklerinin üzerine düşünmek. Ve koşarken, ardında ezdiğin kır çiçeklerini farketmek gibidir kurduğun yanlış cümlelerle baş başa kalmak. ..
Bir gün hayatın tam ortasında, yapmaya devam ettiğin şeylerin içinde durup şöyle dersin: "Tüm bunların anlamı ne?" İnsanın başına gelebilecek en berbat duygudur bu. Sanki tüm dünya, hayat, insanlar an..
Sen en tehlikeli hayvansın. Ve yeryüzünün şanı şerefi değil utancısın. Yazıklar olsun sana...Kaç kişiyi öldürdün hayatın boyunca? Kaç kişinin kanı senin silahından çıkan kurşunla toprağı sulad..
Bazı şeylerin zamanla üstesinden gelebiliyor insan. Öfkenin, kederin, alınan darbelerin, engellenmiş intikamların, kötü dileklerin ve buna benzer daha pek çok inciten, yaralayan duygunun... Kimbilir b..
Masamın üzerinde bir kaç tane yarım kitap duruyor. Yarım bırakılmış bir yazı ve yarım bırakılmış bir de mektup. Hepsi gözümün önünde. "Bu kitapları bitirsem iyi olacak, şu yazıyı tamamlamalıyım artık ..
Şimdi gecedir. Ve en karanlık yerindedir aklım... Etrafımda koyu karanlığın ortasından bir ses gelir, aniden. Bir ses ki; yeniden ışık, geceye aralanmış bir kapı, bir umut zerresi çok uzaktan...