Bende babaanneyi özlemek gibibir his mevcut. Zira annem le babam ayrıydılar hep, beni babaannem büyüttü. Gençliğinde çok güzel olduğu bir kaç artık sararacak yeri kalmamış fotodan belli olurdu. Siyah..
Önce komik olanlardan başladım. Aslında hep komik şeyler yazmak ve güldürmek istememe rağmen hatta ciddi şeyleri bile komik ve sıradan yazmayı sevmeme rağmen, içimden bir güç bu tarz şeyleri yazmaya ..
Bu e güncede de, erkekleri eleştireceğim. Hep bana, hep bana yapmayan, acar muhabiriniz, kantarın topuzunu kaçırmamak ve hak, hukuk, adalet duygularıyla biraz da kendi hemcinslerine verip verişt..
-Nasılsın Hulusiii?-Sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta şıllık gibiyim. ııııhhhhhhh-Oğlum Serkan 112* yi araaaaa ayyyy...-Anne baksana kendisine geliyoy...-Saçmalıyo ama, ba..
-Baba sen davulcu da mısın hala. Annemi tanımıyor musun? Poposu büyük sadece-Serkan evladım getirme beni oraya. Canım burnumda zaten-Babama kızmıyoysun ama...-Ay kıyamaaammmm. Adam hasta e..
Efendim ben okullara filan da gittim. Böyle ne bileyim ilk okul orta okul lise ünversite filan. Ana okuluna gitmedim ama. Bizim zamanımızda ağaçtan düşmek modaydı...Aklıma gelen bazı okul anılarım..
Efendim Blog dediğimiz şey ne menem bir şeydir? Yenir mi, yutulur mu, yoksam gargara yapılaraktan tükürülür mü? Göze kaçsa, bol suyla yıkamak gerekir mi? Çocuklardan uzak tutulmalı mı? Kuru ve seri..
Efendim bir kadın düşmanı blogta daha beraberiz. Aslında bu başlık kadın düşmanı değil. Kadınlar zaten oldukları gibi ama, oldukları şey ne? Ona bir "kuş beyni" ile tesbit yapılmaya çalışılacak...
Bir zorbaya gönül verene, gönül verdim. Gönül verdiğim, zalimin zulmünü, benim aşkıma tercih etti... Kanayan kalbim mi, gözlerim mi? Bu ağlayan ben miyim? Aşk mı kaçar, yoksa ben ..
Bayramın ilk günü, Semiz ailesinde bir telaş... Korkmayın Hulusi’ye bir şey olmadı. 5. kattan göbeğinin üstüne düştü zavallı. 182 kiloluk vücuttaki yağ birikimi “air fat” (bir nevi air bag) etkisi ya..