Anlaşmazlıklar...Kinle ve nefretle sendelemiş beyinler ve yürekler...Sıkılmış yumruklar...Öfkeden kıpkırmızı kesilmiş, saldırıya hazır bekleyenler...Saldıranlar ve saldırılanlar... Ne zordur yöne..
Bazen;Dünya ayrı, sen ayrı bir mekanda olursun, İçinde yaşar gibi değil de, uzaktan perdeye yansıyan bir filmi izler gibi, Sahneler gelip geçer önünden; bakarsın, izlersin ama hiç bi..
Nihayet bir sevgililer gününü daha geride bıraktık. Ne kadar çok yazıldı o gün hakkında, aşk hakkında. Herkes bakış açısını, kalbinin sesini koydu ortaya. İki kavramı hep farklı düşündüm şimdiye kadar..
Küçüktüm, daha ilkokul çağlarındaydım. O zamanlar ne kadar da çok kar yağardı. Babam av malzemelerini çıkarırdı hemen. Aklım almazdı bu soğukta nasıl olup ta göl kenarlarında avlandıklarını. Upuzun la..
Kulağıma bir müzik sesi geliyor. Nereden geldiğini anlayamıyorum. Kucağımda sımsıkı tuttuğum çantadan titreşimleri hissedince, bu sesin çantamın içindeki telefondan geldiğini anlayabiliyorum. ‘İş..
Bir gün bitecek yolculuğum biliyorum… Artık yolculuk değil, yollar önemli oldu. Ulaşılmak istenen yere ulaştıracak yollar, hep bir çıkmazda son buldu. Yitirilen zamanlar kadar, yok olup giden emekler ..
Ah benim asi ruhum, başaklar gibi dik başım...Sustun, sustun da yıllarca, eğdin boynunu bir gelincik gibi, patladın işte; çıktın gün ışığına, hadi şimdi yürü gönlünce...Yaş kırkı geçmiş, millet ne..
Blog ailemiz çok genişlediği için bu yazıma kısa bir hatırlatma yaparak başlamak istiyorum. 24.11.2006 tarihinde ‘’Bir çare, Ferdi ölüyor’’ başlığıyla duyurmuştum, Bursa Valiliği izniyle başlattığım..
Ateş rengi kırmızı, aşkın rengi, tutkunun rengi... Başımı döndüren şarabın... Kanımın rengi hem de bayrağımın. Ayıp olacak ama bir de tuttuğum takımın (sarının yanına ne güzel yakışıyor!).Bayramlı..
Bir bahar günü, güller açarken; benim de hayatımda hiç solmayacak bir gül açtı. Sel gibi aniydi gelişi, su gibi değerliydi benim için.Başında ‘’duvak’’ varmış. Öyle söyledi doğumu yaptıran ebeler...