***Yine yağmur yağıyor ... Hulki baba bugün evine döndü.. tuhaf bir boşluk söz konusu... ev suyu çekilmiş değirmene döndü. Pencerenin önündeki koltuk..
Olmuyor değil mi? Olmuyor bazen... Yapamıyorsun. Ne anlatırsan anlat, Ne yaşarsan yaşa, Ne söylersen söyle, Nereye gidersen git, Nereye kaçarsan kaç,..
Mart ayıydı ve kar yağıyordu. Yağan kardan göz gözü görmüyordu. Toprak görünmez olmuştu.. Ağaçlar dallarını, elektrik telleri kendini yerlere salmıştı. Tabiat boyu..
Güneş çekildikten sonra çıkardım evden. Yolum oradan geçmediği halde onun bulunduğu yolu kullanırdım, yolumu uzatırdım ama uzattıgıma da değerdi hani.. Çok da büyük o..
Gözlerinin yeşilini kimden aldın? Esrarlı gülüşlerini, Kaçamak bakışlarını... O an Gözlerimde buğulu bir sevgili.. Hüzünlü yüreğimde aşina bir var..
Aydın Bozdoğan'a giderken yolumuz Nazilli üzerinden geçiyor... pazaryeri kasabasından geçersek Bozdoğan'a daha da çabuk varıyoruz. yani kestirme yol.. aslında sevmem bu yolu... iyi hatıra..
"İç" diyerek elindeki bardağı sağdıcının ağzına dayadı.. Ve bir dikişte içmesini sağladı böylelikle.Yüzüne acı çekiyormuş hissini veren, bir ifade geldi. Kafasını iki yana salladı. Gözleri..
Hırsızlık... arsızlık... huysuzluk... ne kadar benziyor birbirine dizim olarak.. arsızlık.. hırsızlık gibi bişey. Sevgi arsızlığı, sevgi hırsızlığı, huysuzluğu benzer birbirine. Başkalarına ait ..
Herşey ölü bende şimdi.. Ulaştırılmak istenen sesler bana ulaşamıyor.. Herşey, Derinliklerimde bir yerde duruyor.. Susmuş,tedirgin,kudurgan bir düşüncedeyim sade..
Kaç çocuğun var diye sordum, işaret parmağını göstererek; - Bir çocuğum var, dedi. - Sadece bir çocuk mu, dedim. - Yook dedi; güldü, utandı, eliyle ağzını kapadı. ..