Ayvalık'ın geniş kumsalında, caddeden denize doğru döşenmiş, iki yanı çitli, dar tahta basamaklardan yürüyorum. Yeşil loş bir ışıkla süslenmiş küçük, ahşap, salaş bir bara doğru. İçinde ki, yine tahta..
Beklemediğim bir anda kapı çalınır, garip bir adam orta yaşlarda… Öyle aksakallı filan da değil, sıradan biri enine boyuna… Siyah bir kutu uzatır usulca kapı aralığından. Kutunun içinde..
Ezberleyemedim hayatı, öyle sıradan yaşadım... Duyguydu benliğimi saran, kardelene belki bu yüzden hiç kıyamadım. Yağmurlar zamansız yağsa da yüreğime, Kin ve öfke kuşanmadım.Hangi..
Bir arabanın içinde, şehrin orta yerinde deniz kıyısından uzak İstanbul sokaklarını dolaşıyorum içim sızlayarak... Bakıyorum şehre ama manzara berbat... Hani denizi görmesem, ara sıra uğrama..
Bir yaz daha siliniyor ömrümüzden, bilmem farkında mısın? Mevsimlere aldırmadan, arkamdan beni bilinmeze doğru sürükleyen bir güç var sanki. Görmüyorum belki onu. Yön veremiyorum. ..
Kelime anlamı “İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma” şeklinde açıklanıyor tahammülün. Farkında bile olmadan gün içersinde tahammül ettiğimiz, dayanma sınırlarımızı..
Tatlı bir gülüş ya da bir telaş, yok artık pencerelerde… Tüller bile havalanmıyor gecenin ahengiyle. Sever mi sevmez mi sensizliği yıllar… Köpüren denizler ve her sabah kıyıya uğrayan m..
Zor… Zordur yarım kalanların üzerini karalamak. Yaraların kapanmayacağını bilerek sarmak… Birilerine kendini yeniden anlatmak… Zordur durmak ayakta kimsesizce… Vazgeçmek gerek..
Sessiz sedasız ve belki çaresiz kaderine boyun eğiyor,Uyanmak için, hissettirmeden bekliyor tabiat yağmurun dinmesini.Bekleme zamandır şimdi.Güneşin ince dokunuşlarıyla dalların tomurc..
Kaç kere ıslandı bilir misin, parmaklarımın altında duran, tamamlayabilseydim sana son mektubum olacak şu beyaz kâğıt parçası. Hani kaç kere kelimeler birbirine kenetlendi de mürekkepler sulanınca, ta..