Bilmesine rağmen heyecanla açtı Sevda, içinde kitap olan o kargo zarfını. Yani açmaya çalıştı. Plastik olduğu için kolay yırtılmıyordu zarf ama iyi ki kolay yırtılmıyordu. Yoksa Çınar'ın o güzelim el ..
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, pireler tellal iken develer berber iken, ben anamın babamın beşiğini tıngır mıngı..
Nohutlu pilavım, hani tavuk suyuna yaptığım, hani üzerine de haşlanıp kızartılmış tavuk eti koyduğum… bu kez, derin mavilere uğurlanan bir annenin ardında kalan, anneanne ile toruna kısmet oldu. Orada..
Bir öğleden sonra ama akşamüzerine doğru, birden işi gücü bırakıp kendinizi sokağa atabiliyorsanız… Ve sekiz dakika sonra denizin kıyısındaysanız… Ve deniz bütün ihtişamıyla mavi mavi göz kı..
Mavi bir İzmir gününe uyanamayınca canı sıkıldı. İyi de, ne olacaktı sanki?.. Sonbaharın son ayı değil miydi; olacağı buydu. Kahvaltı sonrası “daha vaktim var” diye düşünüp daldığı gazetesinden başını..
Sabah erkenden gri bir İzmir gününe uyandım. Önce anlamadım, hava karanlıktı henüz, evlat kursa gideceği için erken kalkmıştım. Sonra, ağaran tanla birlikte ağarmayan havayı görünce farkına vardım ki ..
Ve Sevda büyük bir heyecanla, telaşla hazırlanmaya başladı; yapılacak ne çok şey vardı! İzin alamazdı, hepsini işten çıktıktan sonra yapması gerekiyordu; offf, offf. Neyse sonunda yapılacakları sıra..
Efendim, günce; blog sayfalarında bir toplantı furyasıdır gidiyor. Her gün birkaç tane toplantı yazısı okumadan olmuyor. Yapıyorlar ve yapacaklarını da yazıyorlar ki okuyoruz değil mi? Yurdun dört bir..
Bu sabah pırıl pırıl bir güne uyandım. Günler sonra sağlıklı bir şekilde uyanmanın bilinciyle, günümün değeri daha da arttı. Gazetemi aldım elime bir göz atayım dedim. Ve... Ve adeta duvara çarptım!!!..
Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Şube Müdürü'nün odasına giren ince sakallı öğretmen, redingotunun gevşemiş düğmelerini ilikler ve fesini düzeltir. Böyle bir öğretmen? Şaşırdınız değil mi? Ben de şaş..