Yıl 1997...İçinden, minnacık kalbinden döküldü kırmızı kaplı defterine yazıları... Öyle ki boyama kitabı çizgileri gibi her yanı resim doluydu beyaz sayfaların..."Sevgili Günlük" diye başlar, ha..
Uzun zaman oldu... Hatta bu konuyu yazmak isteyeli uzun zaman oldu... Hatta yazdım ama birden sayfayı kapatınca onca paragraf onca cümle uçuverdi...Neyse ne diyordum? Evet... Bu aralar buna taktım..
Tilkilerim dedi ki “Durmadan başkalarını ‘düşünüyorsun’ biraz da kendine açılsana!” Bana “akıl vermek” ne haddinize dedim, sen olmazsan biz olamayız dediler, sustum. 24.09.2006’dan beri Mill..
Son zamanlarda bütün yazılarıma aynı şekilde başladığımı fark eden Zeus ve Tilkilerim beni kendimi tekrarlamakla suçladı. Haklıydılar ve sırf bu yüzden daha çok yazmak istedim. Bu bir “Kişise..
Tarih 20 Aralık 2005 Salı...Görmemişin bir günü olmuş tutmuş anormal olsun diye elinden geleni yapmış, delilere özenmiş "daimi bayram" ilan etmiş zavallı tarihi. Bize de kutlamak düşmüş. Bir Edeb..
Bir zamanlar ne güzeldi...Yurt hayatım vardı, kah sıkılır kah sinirlenir yeri gelince de geyiğin dibine vururdum....Şimdi her ne kadar "mazimde bir tarih yatsa" ve "yaşasam" da hatta "ne mutlu ol..
Bu kadar zamandır blog yazıyorum ama ilk kez böyle bir şey deneyeceğim. Neyse uzatmadan konuya geleyim:Sizlere sayın blog yazarları ve okurları bir yemek tarifi vermek istiyorum. Bunu bir yerd..
Tilkilerim güneşi görünce sevinçle koşuşmaya başladı. Grilikten kurtulduk diye gezerlerken birini tuttum hayırdır dedim o da “Güneş çıktı grilik gitti ama sen güncellikten çok uzaksın, biraz takip..
Tilkilerim toplantı yapıyordu benden gizli. İçerledim çokça. Yakaladım birini “Benden bir şey saklayamazsınız” dedim, “Her şey tam da bu yüzden” dediler, sustum. Hiç anlayamadık, anlatamadı..
Tilkilerim kıpırdaşıyordu yine. Bir tanesi “Özüne dönmekte iyi ettin neyineydi senin gündem, siyaset filan” diye çıkıştı. Zorla güzellik olmuyordu emanetti bana siyaset filan ama ne diyorsun bre m..