Şimdiii... İki şeyi mukayese etmek için ne gerekir? İkisini de her yönü ile bilmek ve tanımak ve karşılaştırmayı "eşit şartlarda" yapmak. "Türk kadınları tu kaka... Rus kadınları harika" diye ahkâ..
Sizi çok beğeniyorum... Cik cik cik. Tanışalım mı?.. Cik cik cik. Nerede oturuyorsunuz, gelsem de tanışsak... Cik cik cik. Ben yalnızım... Sizi de yazılarınızdan tanıdığım kadarı ile kend..
İlk fark bu yazının başlığından da anlaşıldığı üzere… Bir yayın organında “köşe”si olanlara “yazar” deniyor… Blog yazanının “ismi yok”… Sorsalar şimdi size, nasıl bahsedersiniz yazılarınızdan… “..
"Ben Astsolistken" adlı yazıma bir yorum geldi."İmla hataları" tarafımdan düzeltilmiş olan... "Yorum" cümlesi şöyleydi:"Sen yazı da yazma diye bir ses geldi. Evet bence de yazma diye ekledi bi..
Benim ablam tam bir kırışık düşmanı. Eğer böyle bir meslek olsa idi. Kesin uzmanlığı kimseye kaptırmazdı... Oturuyoruz. Tam konuşmanın ortasında... Hiç ilgisi yokken "Bak... Sen ağzını büzüyor..
Milliyet Blog yine bir "ilk"e imza atıp... Önerilerim bölümü koymuş sayfalarımıza. Amaç, beğendiğimiz bir yazıyı... Diğer arkadaşlarımızla da paylaşmak. Hani "Ben okudum... Hmmmm! Çok da beğend..
Valizin üzerine oturmuş, kapatmaya çalışıyorum... Direniyor bana... Hem de ne direnme. Bir şeyler çıkartmaya hiç niyetim yok içinden... Ya kapanacak, ya kapanacak. Saate bakıyorum 15:45. Kap..
Milliyet Blog üyesi değilken henüz... Okuduğum yazılardan bazıları 50. yazı olurdu.Bir gün üye olursam eğer... 50. yazımı ben de böyleee ilan eder, yazarım diye düşünmüştüm.Blogda yazmaya baş..
Yazmak bir tutkuysa içimizde... Yazarız...Düşündüklerimizi... Yaşadıklarımızı... Hüzün ve sevinçlerimizi... İsyanlarımızı... Duygularımızı... Bazan bir şiir olur bu.. Bazan da bir deneme...
Yüreklerinde, geç kalmış itirafları... Ya da açıklamaları vardır insanların... Ya (kendilerince) yeri gelmiş anlatmışlardır... Ya da gereksiz görmüşlerdir konuşmayı... Susmuşlardır. Yaşandığı..