Düşünüyorum…Anneannem, Atatürk dönemini yaşamış bir insan…O dönemin devrimci atılımlarını, yarattığı yeni değerleri, aydınlanmayı, aklın egemenliğini, bilimin öncülüğünü, moderni..
Türkiye, yaz aylarıyla birlikte terörün iğrenç yüzüyle bir kere daha yüzleşti.İki ay içinde onlarca şehit verdik ve gün geçmiyor ki yeni şehit haberleri alıyoruz.Hemen her akşam, ana hab..
12 Eylül’de gerçekleştirilecek olan, AKP Anayasası’nı oylayacağımız referandum süreci bir kez daha Türk solu üzerine düşünmeme neden oluyor… Kendisini solda tanımlayan insanların, hukuku, laik..
Şimdi, arkadaşları tarafından dışlanmış, köşede bir banka sinmiş, onların oyunlarını uzaktan izleyen bir çocuk gibi eski günlerimiz… Şimdi, bütün sürüsü hain bir balıkçı ağına takılıp çekilmi..
Bu konu şöyle bir iki gün gazete sütunlarını süsleyip, ardından unutulabilecek bir konu değil bence. Şu villa meselesinden bahsediyorum. Başbakanlık Basın Merkezi’nin internet sitesinde yer alan..
Demokratik bir ülkede, insanlar gerekli deliller olmaksızın yedi ay, on bir ay hapis yatar mı? Demokratik bir ülkede, dava sürecindeki bir konuda, ‘bir kısım medya’da infazlar gerçekleştirileb..
Biraz düşünelim... Ben, CHP’li vatandaşların büyün kısmının, parti yöneticilerinin aksine, hukuken yasaklı bir insanın, demokrasi adına başbakanlığa getirilmesini doğru bulduklarına inanmıyo..
Siyasi parti mitinglerinin en sevmediğim yönü; muhtemelen, parti il örgütünden bir çığırtkanın kürsüye fırlayıp, avaz avaz bağırarak; birbiri ardına abartılı övgüler düzerek genel başkanı takdim ett..
Bekir Coşkun, 19 Şubat tarihli Hürriyet’teki köşe yazısında, şu yalın tespiti yapıyordu: ‘Bir ülkenin başı iktidarla dertte olabilir a dostlar. Bu normaldir ve halk o iktidarı ilk seçimde değiştirir..
Başbakan seçim sürecinde meydan meydan dolaşarak, halkın önüne çıkıyor, avazı çıktığı kadar bağırarak aklına gelen herkesi eleştiriyor. Hakkıdır. Ama sesi bu kadar gür çıkan bir Başbakanın kimi tavı..