Konargöçer kültürünün son temsilcileri Sarıkeçililer bıçak sırtında, kaybedebilirler de kazanabilirler de. Bu Yörükler, geçimini hayvancılıktan sağlayan, ormanda kıl çadırlarda yaşayan, gelenek ve..
Evimiz eski, duvarları çamurla sıvalıydı. Tavanında mertek ve pardılar vardı. Toprak damı da yağmurlu günlerde bazen akardı. Zemini ise iri tahtalarla kaplıydı. "İki katlı bu taş evin yer yer tah..
İki dağın arasındaki dere boyunu izlerdi, etrafı harnup, pırnal ve sarı azganla sarılı keçiyolu. Odun yüklü bir eşek zor geçerdi o patikadan. Semerlenmiş eşekleri tek sıra sürerdik yokuşa, biz de o..
Sabahtan beri yağan yağmur durdu sonunda. Dama çıktım, çevreye bakmak için. Kara bulutlar çekip gitmiş, güneş de sıcak yüzünü göstermişti. Aşağıda deniz maviliğini kaybetmiş, kızıl deryaya dönüşmüş..
Boğucu sıcaklar geride kalmıştı. Bazı ağaçların yaprakları sararmaya bile başlamıştı. Birkaç günlüğüne bir şair dostum gelmişti yanıma, yaz dinlencesi için. İki katlı taş evimin alt katında kalıyordu..
Aydıncık’tan İstanbul’a gitmek üzere yola çıktığımız zaman, gökyüzü masmavi, deniz de çarşaf gibiydi. Haziranın ilk haftası olmasına karşın, yaz kendini iyiden iyiye duyumsatıyordu. Bolu yakınların..
Kuşluk vaktiydi. Lokantanın terasındaki bir masada masmavi, çarşaf gibi denize karşı oturuyordum. Hemen önümdeki çiçeklikten gül ile reyhan kokusu geliyordu burnuma. Tavşankanı çayımı yudumlarken, d..
Gökyüzüne kurulan kızgın sac indirilmiş, dağın gölgesi de toprak damlı ahırın üstüne düşmüştü. Deniz kokusuna bürünmüş meltem, ahırı yalayarak yükseliyordu yukarıdaki kızıl kayaların yangınını söndü..
Çelengileri yer yer düşmüş, balkonundaki tahtaların bir kısmı çürümüş, toprak damı yağmurlu günlerde akan, yeniden topraklanıp yuvulması gereken, iki katlı bir taş ev miras kalmıştı babamdan. Kıyı..
Birkaç yıl önce, bir akşamüstü telefonum çaldı. Otobüs terminalinden aranıyordum. “ Bir turist sizi soruyor, ne diyeyim?” dedi karşımdaki kişi. “ Geliyorum, ” yanıtını verip atladım arabama. Yazıhan..