NAHİDE ÇELEBİ
Sayın Hüsmüllü! Ben de dahil tanıdığım 15 kadar arkadaşım siteye girip yazılarımızı yayınlayamıyoruz.Bu konuda sizinle konuşmak isterim.Telefon numaram 0536 351 46 16 selam ve saygılar.NAHİDE ÇELEBİ
26 Mart 2018 15:48Ata Kemal Şahin
http://blog.milliyet.com.tr/gorunur-blogger-olmak-/Blog/?BlogNo=234111
11 Mart 2018 18:17CEVAP
Teşekkür ederim. Selam ve saygılar...
11 Mart 2018 19:51NAHİDE ÇELEBİ
Sayın Arkadaşım beni habercinize eklerseniz sevinirim selam ve saygılar.NAHİDE ÇELEBİ
04 Mart 2018 12:49CEVAP
Ekliyeceğim. Selamlar...
04 Mart 2018 16:09harika ufuk
Tebrikler...
11 Şubat 2018 11:12CEVAP
Teşekkür ederim. Selam ve sevgiler...
11 Şubat 2018 14:40Victoria Toumit
Sayin hocam, degerli yanitiniz icin cok tesekkur ederim. Keske sizin gibi kiymetli hocalarimiza gercek degerleri verilse, o zaman cok daha ayin bir toplum olurduk. Size guzel gunler diyorum.
03 Şubat 2015 13:25Victoria Toumit
Sayin hocam, yillar once ilk defa evlendigimde acaba cocuk sahibi olmali miyim diye supheye dusmus, babama bu konuda oldukca felsefi bir soru yoneltmistim :"insanlar neden cocuk sahibi olmak ister?." Babam soyle yanitlamisti : "evlendiler diye!" Bu kadar derin bir soruya, boyle sig bir cevap alacagimi, cocukluk anilarimdan yola cikarak da tahmin edebilirdim aslinda. Dusunmeyen, dusunmeye korkan insanlarla birlikte yasiyoruz. En kotusu, pek cogumuza dusunmeden hareket eden insanlar ebeveynlik ediyor. Anne ve baba olmanin kosulu, dogru karar verebilmek olsaydi eger, sanirim cennet gibi bir dunyada yasiyor olurduk. Dusunmedigi icin kavga eden bireyler, guzel dunyamizi cehenneme cevirdi. Keske felsefe yazarlarinin gercek degerleri bilinseydi. Keske, eski Yunan'da oldugu gibi, insanlar filozoflarin pesinden gidip, onlarin agzindan cikacak bir kucuk cumle icin ac gozlerle saatlerce sabirla bekleseydi. Ama o insanlar Kurtlar Vadisi'nin yayin saatini bekliyor su gunlerde!
31 Ocak 2015 16:53CEVAP
Victoria Hanımefendi merhaba. Yıllarca okullarda ve özel dershanelerde felsefe öğretmenliği yaptım. Tam 36 yıl. Öğrencilere sadece felsefe öğretmek zorundaydık, çünkü müfredat bunu gerektiriyordu. Oysa öğretilmesi gereken "felsefe yapmak" olmalıydı. Bu da doğru düşünme ve akıl yürütme yolları öğretilerek yapılabilirdi. Ders sırasında yapamasam bile ders dışında bu konuda öğrencilerime yardımcı olmaya çalıştım. Meyvelerini ise şimdilerde topluyorum. Çünkü bu çocukların çoğu ile yüzyüze olmasa bile facebook üzerinden ilişkimizi sürdürüyoruz. Onların iyi birer meslek sahibi olduklarını, haksızlıklara karşı çıktıklarını, insanları, doğayı ve hayvanları sevdiklerini görmek beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bugün olmasa bile ileride bizde de eleştirel düşüncenin hak ettiği yere geleceğine inanıyorum. Bugün felsefeye karşı olanlar aynı zamanda bilime, fenne de karşılar. İnsanların uyanmasından korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki bu onların kurdukları düzenin sonu olacaktır. Selam ve sevgiler...
02 Şubat 2015 22:25SEdat
Merhaba Ömer Bey Foça'dan selamlar. Bizim kitap en sonunda çıktı. Hayat okulu adı ile. İstanbul'a dönünce size takdim edeceğim . Ben bu blog denen şeylerin acemisiyim. Pek kullanmadım. Tesadüfen sizi gördüm. Buradan nasıl duyurabilirim bizim kitabı bilmiyorum. Umarım bu mesaj ulaşır size. Ayrıca e posta da göndereceğim. Selamlarımla Sedat yalçın
07 Temmuz 2013 17:34Ahmet YILMAZ
Başarıyı tek başımıza da elde edebiliriz. Ama yaşadığımız mutluluğu paylaşamazsak, o başarıdan hiç zevk alamayız. Bayramlar, bireylerin “toplum” olmasını sağlayan manevi harçlardır. Her yıl, daha üst basamaklara çıkarmamız gerektiği halde, onu biz kendi ellerimizle iğdiş ettik. Aile fertlerinin yılda iki kez de olsa bir araya gelmesini, sevgiyle kucaklaşmasını sağlayan bayramları, tatil niyetine kullanıp, büyüklerimizden uzaklara kaçtık. Bir “el öpmek”ten bile kaçındık. Sonra da sevgiden ve saygıdan uzak, yabancı bir toplumla karşılaştık… Bayramlaşmak tek kişiyle yapılacak bir eylem değil… Birbirimizle, her birimizle ayrı ayrı bayramlaşarak, onun hazzını yaşayacağız ki, sevincimizi paylaşıp toplumun tüm katmanlarına yayabilelim… Bu duygularla hepinize, bayram sevinci içinde geçen sağlıklı, mutlu, başarılı bir ömür diliyorum. Selam ve saygıyla…
20 Ağustos 2012 17:22Mustafa Tunç
Nslsn abi askerde sağsalim döndüm nerde yaptıgımı merak edıyonmu hıc sorma abı bunla ılgılı bır blog yazdım oku en ıyısı. ayagımdan ufak yaralarla kurtuldum cok sukur
31 Mayıs 2012 11:04CEVAP
Sevgili Mustafa, Önce hoş geldin ve geçmiş olsun. Doğrusu merak ettim. Askerliği nerede yaptın? Yazdığın blogun linkini gönderirsen memnun olurum. Sağ salim dönmene sevindim. Kendine iyi bak. Selam ve sevgiler.
31 Mayıs 2012 21:29Ahmet YILMAZ
Her yıla yeni bir umutla girmek âdet olmuş... Oysa yıllar hayatımızın bir parçası değil, zamanın bir parçası. Günden güne, aydan aya, yıldan yıla geçmekle insan hayatında bir şey değişmez. Sadece ömrümüz kısalır, o kadar... Biz yine de hep beklentilerle girdik yeni yıllara... “Bu yıl daha güzel geçsin” dileklerimizi hiç eksik etmedik dilimizden. Çoğumuz hayal kırıklığına uğradık, umduklarımıza erişemedik. Şimdi 2012 yılının daha kötü geçeceğine dair çeşitli söylentiler var. Belli mi olur, tam tersine bizim için her şey daha güzel oluverir. Sonuçta bu kararı veren yüce bir varlık var. Sevgi, saygı ve selâmlarımla yeni yılınızı kutluyor, beklediğinizden daha güzel geçmesini diliyorum.
02 Ocak 2012 21:37CEVAP
Ahmet bey, moral veren, iyimserlik aşılayan değerli mesajınız için çok teşekkür ediyorum.Dilerim siz haklı çıkarsınız ve hepimiz için güzel bir 2012 yılı olur. Selam, sevgi ve saygılarımla...
02 Ocak 2012 21:46