Sinan TÜRK
Öncelikle ciddi anlamda problemin kaynağına inip düşüncelerinizi uygun bir dille açıkladığınız için teşekkür ederim.Ayrılıkçı Kürtlerin bu ülkeden ayrılmaları bence en mantıklı ve tek uygulanabilir seçenek gibi geliyor. Kuzey Irak topraklarında bir Kürdistan yönetimi bulunmuyor mu? Bulunuyor. O halde karşılıklı anlaşarak ayrılıkçı Kürtler için orada yaşama hakkı pekala sağlanabilir bir seçenek. Ama şöyle bir şey de var ki Pkk söz sahibi olmak istiyor ancak orada da söz sahibi olamayacak ve haliyle bu sorun çözülmeyecek. İstedikleri Mezopotamya toprakları ama bu toprakların onlarda olmasını asıl isteyen Kürtler değil dış güçlerdir. O bölgeye şu an iki büyük güç sahip(Büyük güç derken Orta Doğu çapında).Bunlardan birisi Türkiye diğeri İran.Bu iki ülke bu bölgede söz sahibi oldukça orta doğuda İsrail diye bir devletin çok çok büyüyüp istedikleri Yeni Dünya Düzeninin bir parçası olması zor bir durum. Asıla maç Yeni Dünya Düzeninin gerçekleştirilmesi.Yani büyük oyundaki piyon kürtler.
20 Ağustos 2011 07:03hazandagüzeldir
Anasayfada yazının tanıtımını gördüm ama yazın yok! Haberin var mı, bilmiyorum. Selamlar.
19 Ağustos 2011 23:14CEVAP
Merhaba abi, yazım sayfamda duruyor ama? Bir teknik sorun olmalı yine. Burada link vereyim bir de öyle dene istersen: http://blog.milliyet.com.tr/PKK_sorunu/Blog/?BlogNo=321832
20 Ağustos 2011 12:56Sinefilozof
Yeni bi yazını özler olduk. Dünya Kupasından sonra (refendum süreci) inzivaya çekilen İspanya gibisin :))
05 Ekim 2010 19:53CEVAP
Sevgili Abdülkerim, bu aralar iş yoğunluğu, ufak tefek sağlık sorunları ve tatiller üst üste geldi, o yüzden ne yazma fırsatı bulabildim ne de yazacak kafa kaldı. Ama yavaş yavaş rutine dönüyorum, yazmaya başlayacam inşallah. İlgin için çok teşekkür ederim. Görüşmek dileğiyle... Çok selam.
05 Ekim 2010 21:07proprium
tesadüf noktası:otobustegordum.com söz konusu sayfaya bir türlü giremiyorken acaba sayfa mı kapandı diye merak edip google'a sordum ki blogunda yer verdiklerin arasında çıktı...merak bu ya daha incelemeden blogunu-ne kelimeyse,blogunu:)-Bukowski,Salinger ve ikizleri gördüm,daha da meraklandım bilmediklerim adına Kundera ve Haruki Murakami...kimdirler diye bakındım,tuhaf ama gerçek bir durum;bu aralar bu tür izlere takılıp kitap seçiyorum,iyi de yapmışım,edinmem gerekenler arasına girdiler şimdiden...birşey anlatabildim mi ya da anlayabildin mi bir şey bilmiyorum ama bu blogu sırf sana mesaj yazmak için oluşturmak durumunda kaldım,hepsi bu:)
04 Temmuz 2010 01:46CEVAP
Biraz anladım :) Adı geçen yazarları ve kitapları seveceğinize eminim. Güzel mesajınız için teşekkürler. Selam ve sevgilerimle..
04 Temmuz 2010 14:28Hasan Basri Özgen
Önceki mesajı gönderdikten sonra birden uyandım. Mevta sözcüğü Arapça "mate" sözcüğünden türemiş. "Mevta"da "ortadaki "elif" "vav"a dönüşmüş. Yani vav sözcüğün asli harfi durumunda, düşmesi mümkün değil. Sonuç: Mevta doğru, siz haklısınız. Tebrik ediyorum. Selamlar...
13 Mayıs 2010 11:55CEVAP
Sorun değil Dostum. Ben zaten size "mevta"yı yanlış yazıyorsunuz diye özellikle mevta mevta deyip durmamıştım. Öyle bildiğim için öyle yazdım :) Selamlar.
13 Mayıs 2010 20:52Hasan Basri Özgen
MB'de sizi takdirle izliyorum. Yazılarınızın içeriğini de beğenmemle beraber (yorumlarımdan bellidir) imla yönünden de kusursuz olduğunu görüyorum. Sizden başka da bu kadar doğru yazana rastlamadım. Ben ise imla konusunda çok kötüyüm. Her yazımda mutlaka büyük bir çam deviriyorum. Siz beni duayen sözcüğünde olduğu gibi, yoruma başlık yazarak çaktırmadan uyarmıştınız. Ama aynı hatayı inanırmısınız Hürriyet'te gördüm; düayen yazmışlardı. Şimdi de yine aynı taktikle mefta sözcüğünde mevta diyerek düzeltme yapmışsınız. Bu konuda itirazım var. Eğer sözcüğün doğrusu gerçekten mevtaysa, eğer de vefat sözcüğünden türemişse bir yanlışlık olmalı. Arapça gramerine göre "v" (vav) kaybolabilir ama "f" harfı kaybolamaz. Bilgilendirirseniz memnun olacağım. Selamlar...
13 Mayıs 2010 10:58CEVAP
Merhaba Dostum. İlk mesajınız ikinciden sonra geldi :) O mesaja verdiğim cevapta açıklamıştım gerçi; hatırladığım kadarıyla ben şu ana kadar size yazdığım yorumlarda imla konusuna hiç girmedim. Öyle yapacak olsam mesajla bildirirdim. Ben "mevta'yı size bir hatırlatma yapmak için değil, kendim öyle bildiğim için öyle yazdım. Hatta yorumu gönderdikten sonra acaba "mefta" mıydı diye de düşündüm ama üzerinde durmadım. Çünkü ben imlaya değil fikre bakarım okuduğum yazılarda. Hiç dert etmeyin. Selamlar, saygılar.
14 Mayıs 2010 14:14zeki etferat
olaraktan bir yorum yazdım ama, sanırım hala ulaşamamış ve sanırım başına bir iş gelmezse, Diyarbakır üzerinden dolaşıp gelecek... Dostça selamlarımla.
17 Nisan 2010 00:53CEVAP
Yorumunuz ulaşmadı Zeki Bey. Yolda başına bir kaza gelmez de ulaşırsa hemen yayınlarım. Dost selamlar.
17 Nisan 2010 21:27Benchwarmer
Senin blog tanitim yazinda anahtar kelimelerinden biri olan J.D. Salinger bugun vefat etti. Ayrica senin blog habercin yine calismamaya basladi galiba. Yeni yazi yazdiginda e-mail gelmiyor, haber vermiyor ?
29 Ocak 2010 01:14CEVAP
Salinger'ın ölüm haberini maalesef duydum sevgili arkadaşım, üzüldüm ama 91 yaş hiç de fena bir yaş değil. Yine de "her ölüm erken ölümdür". Yazdığı kitapların yayınlanmasına izin vermiyordu, umarım artık yayımlanır. Haberci çalışmamaya başladı yine. Milliyet Blog bir belirsizlik ve geçiş döneminde. O nedenle bu konuda bir şey de yazmak istemiyorum. Dilerim bu belirsizlik bir şekilde ortadan kalkar da normale döner her şey.
29 Ocak 2010 22:34Hasan Basri Özgen
Sağlıklı, mutlu yıllar dilerim. Selamlar...
01 Ocak 2010 18:58CEVAP
Çok teşekkür ederim Hasan Basri Bey. Tüm sevdiklerinizle güzel bir yıl geçirmenizi dilerim. Selamlar.
02 Ocak 2010 20:24zeki etferat
Aydınlık,esenlik dolu bir yıl dilerim.Dostça selamlarımla
01 Ocak 2010 14:12CEVAP
Sizin de yeni yılınız kutlu olsun Zeki Bey. Dost selamlar.
02 Ocak 2010 20:23