Boşanmak isteyen kocasını öldürdü!

"İzmir'in Bostanlı semtinde ikamet eden 34 yaşındaki G.K., kendisinden boşanmak isteyen kocasını beş kurşunla öldürdü!

Öldürülen kocanın "can güvenliğinin sağlanması" için müracaatta bulunduğu öğrenildi.  Vücuduna beş kurşun isabet eden talihsiz koca, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

G.K., beni tahrik etti, çocuğumuz senden değil dedi, çıldırmışım. Pişmanım, diyerek tahrik indirimi talep etti..."

******

Arkadaşlar; yukarıda yazılanlar elbette ki düzmece, ama şöyle bir gerçek var önümüzde: Bir arama motorundan girin "Boşanmak isteyen kocasını öldüren kadın" diye, 6, yazı ile altı adet sonuç çıkıyor ki bu sonuçların iki-üç tanesi 7 sevgilisi olan Alman bir kadına ait, diğeri 2005 yılında Malatyalı bir kadına...

Bir de "Boşanmak isteyen karısını öldürdü" sonuçlarına bakın; valla üşenmeyin bakın! Herşeyi de bizden beklemeyin yani...

******

Sonuç olarak arkadaşlar; bu memlekette adamlar istediği kızı almak için kaçırıyor, sonra hayatı dar edip evden kaçırıyor; zar-zor baba evine döndüğünde de kadıncağız, alıyor eline tabancayı-tüfeği, öldürüyor!

İşin vahim tarafı; baba evi kaçan kızlara kapalı genelde, beline kırmızı kuşak sarılıp da gönderilen kızlara da açık sanmayın: Dirin çıkar ölün girer artık bu eve diye uğurlanır çoğu kız...

Sahiden de zorbalıktan kaçan gencecik kadınlar bir ihtimal baba evine sığınmaya çalışsalar da o kapı kolay-kolay açılmaz bir daha!

Yanında bir-iki- üç yaşlarında çocukları vardır; ne çocuklara acınır ne de kızlarına!

Evin kapısı öyle bir kolaylıkla, öyle sert bir şekilde kapatılır ki acizlerin suratlarına; sanırsın ki onları doğuran, büyüten insanlar değil de birer düşman!

******

Bu bir zihniyet meselesidir; ataerkil toplum olduğumuzun bir göstergesidir!

Silahlanma yaşının on sekize düşürülüp de içki içme yaşının yirmi dört ile sınırlanmasının savunan bir otoritenin hayal ettiği bir düzendir!...

******

Sahi; bunca adam bu kadar silahı nereden buluyor?

Haberlerin yüzde yetmişinde silah geçiyor; satır-bıçak da arayı açma aşamasında gerçi ama insan öldürmek nasıl bu kadar kolay oldu arkadaş?

******

Satır ile hayvan kesilirdi, bıçak ile derisi falan yüzülürdü; bu silahların insan öldürme kapasiteleri bu kadar geniş değildi!

Silah desen, vatan kurtarma amaçlı taşınırdı; karısına sıkılan bir kurşun olmamıştı bildiğim kadarıyla; olsa olsa kendi kafasına bir kurşun sıkan olurdu ki saysan bir elin parmaklarını geçmez!

******

Eyyy bu ülkenin sosyologları!...

Eyyy, bu ülkenin psikologları, psikiyatristleri (Başbakan ve cumhurbaşkanı adatı gibi hitap etmezsem kimse ciddiye almaz diye şeyediyorum!)

Neredesiniz?

Neden sesiniz çıkmıyor?

Sürekli silahlanan bir ülke vatandaşının kuşandığı silahları en yakınlarına doğrultmasından söz ediyorum!

Bu silahlanma neden, dünya silahlanmasında kaçıncı sıradayız? Kimlere hizmet ediyoruz falan diye zor zorular sormuyorum; neden bu kadar ölüm revaçta oldu bu ülkede, bu kin, bu nefretin kökeni ne? Nasıl üstesinden gelinir tarzında basit ve elzem sorular?

Sakız orucu bozar mı tarzında binlerce yıldır sorulan sorulardan bir nebze zor ama ülke ve dünya barışı nasıl sağlanır gibi kazık bir soru da değil!

******

Yine bizler yazıp-bizler okuyacağız; haberler güllük-ülistanlık bir tablo sunacak; bir kısım vatandaş mağduruz diye ağlayacak...

Sonra birileri çıkacak; asıl ben daha mağdurum diye inletecek ortalığı ki bir kısım garip kendi mağduriyetinden utanacak!

Falan-filan...

Silahlar alınıp-satılacak; erkekler savaşlarda, kadınlar ise her şartta öldürülecek!...

Erkeklere "Şehit" mertebesi sunulacak çoğu kere, kadınlar erkekleri öldürmeye teşvik eden şeytan muamelesine tabi tutulacak...

******

Sonra, arkadaş, Avrupa'ya bozulacağız; bizi dışlıyor namertler diye!

Bir kişi de çıkıp Avrupa'da kaç adam karısı boşanmak istedi diye öldürdü diye sorgulamıyor; kaç ana-baba zorba kocadan kaçan kızının, torunlarının yüzüne kapıyı kapatıyor?

Kaç tecavüz mağduru on beş yaşındaki kız tecavüzcüsüyle evlendirildi diye de...

Sahi, yaa, Avrupada silah edinme yaşı kaçtı?

Merak ettim bakın şimdi!