Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

27 Mart '15

 
Kategori
Eğitim
 

Bu Eğitim sorgulanmalı…

Bu Eğitim sorgulanmalı…
 

alıntıdır


Son elli yıldır eğitimde uygulanan politikaların ülkemizi getirdiği noktayı üzülerek izlemekteyiz. Ne mi oldu? Önce eğitimcilerin eğitimi bozuldu. Hiçbir şey olmazsa bari öğretmen olsun anlayışı toplumumuzca kabul gördü. Yetmedi? öğretmen yetiştiren okulların dışındaki okullardan mezun olanlar öğretmen olarak atandı. Ziraat fakültesinden ya da iktisat fakültesinden mezun olan gençlerin öğretmen olmasıyla, kasapların cerrah olup insan bedeninde ameliyat yapması arasında pek fark göremiyorum. Yetmedi kabak bitkisinden daha hızlı yetişen öğretmenler yetiştirildi. O kadar ileri gidildi ki orta dereceli okullarda öğretmenlik yapacak bazı gençler 90 gün gibi kısa sürede hazırlanarak (!) Milli Eğitimin hizmetine sunuldu. Bir ara bu durumda olanların sayısının 80 bine ulaştığı söyleniyordu. Yetmedi? yok kadrolu, yok sözleşmeli yok ücretli ..vb.. gibi ne idüğü belirsiz statülerle öğretmen atamaları yapılarak, öğretmenlik mesleği adeta yamalı bohçaya dönüştürüldüler.

Veliler çocuklarının neyi nasıl niçin öğrendiklerini merak edip öğrenecekleri yerine, öğretmenlerle teşekkür, takdir not konuşur duruma getirildiler. Çocuklar ise? yaratıcılığı yok edilmiş, sorgulamayan, okumayan, tartışmayan, araştırmayan, test kitapları ile sınav sormalı arasına sıkıştırılmış birer çaresiz durumuna düşürüldüler.

Eğitimde fırsat eşitsizliği bir türlü ortadan kaldırılmadı. Her biri kırsalda birer kıvılcım olan köy enstitüleri, birer birer yok edildiler. Ve böylece karanlıklar sorgulanamaz oldu. Milli Eğitim milli eğitimle uzaktan yakından ilgisi olmayanlara emanet edildi. Sonuç ne mi oldu? 81 ilde 3690 ortaöğretim okuluna karşılık 4282 dershane. Dershaneye gitme yaşı 10'a indi. Sınavlara hazırlık için harcanan para 10 milyon dolara ulaştı. İlköğretimde 2 milyon öğrencinin dershaneye gittiği ve bunların ortalama 2,1 yıl dershanede kaldıkları saptandı. Ortalama olarak 2,5 kez ÖSS ye girildiği, girenlerin ancak yüzde 15 inin doğru dürüst bir okula yerleşebildikleri ortada. Yetmedi üniversiteden sonra KPDS, KPSS, ALES, TUS, DUS gibi sınavların da kendilerini beklediğini gördüler. Yetmedi tüm bunlardan sonra yüzde 18 genç işsiziyle ekonomik kalkınmasıyla övünen (!) bir ülke.

Oysa ben şunları şahsen merak ediyorum. Bütün uzun ve zahmetli bir eğitimden geçen çocuklarımız şunları öğrenebilmişler mi? Yedikleri, içtikleri, giydikleri, yaptıkları nereden geliyor? Bunları kim üretiyor? Yoksa borçlanarak mı temin ediliyor? Geçmişler bugünün bağını kurup, doğruları yarına taşıyabilecek becerileri kazanabiliyorlar mı? Her yönüyle bağımsız bir Türkiye'nin nasıl kurulabileceği konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahipler mi?

Yoksa "beni sokmayan yılan, bin yıl yaşasın" anlayışında yetişip "BİZ" deyip, "BEN" demeyi mi öğrenmişler? Ya da "GEMİSİNİ KURTARAN KAPTANDIR" anlayışında mı yetişmişler. Sevgili okurlarım, EĞİTİM SİYASİ GÖRÜŞLERE ALET EDİLEMEYECEK KADAR CİDDİ BİR İŞTİR.

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..