Bu "Muhafazakarlık" da ne ola ki!

"Toplumumuz muhafazakardır" diye bir kakofoni var...

Önüne gelen cümle başı-sonu bunu kullanıyor,
İyi de bu "muhafazakarlar" gerçekten neyi muhafaza ediyor?
...
Kendine erdem eklemekte üstüne olmayan, kendini eksiksiz gören bu toplum bir erdemmiş gibi bunu da çuvala atıyor ve başlıyor bıdı bıdıya...
"Bizim gibi muhafazakar toplumlarda"; "zaten muhafazakardık giderek cılkını çıkarıyoruz"; "ortak özelliğimiz, bu toplumun mayasının muhafazakar olmasıdır"
...
Ama sosyologlar da çıkıyor diyor ki:
"Muhafazakarlık geniş kitlelerin oynadığı roldür,
yaşanan içselleşmiş bir olgu değildir".
Yani şovunu yapıp, pazarlayıp eylemde yoklar...
...
Bir erdem olarak tezgaha getirilen bu muhafazakarlığın demek ki içeriği muallak. Hayata geçmiyor, atıp tutmak ise en kuvvetli yönü.
Eee güzel, yani... Yakışır...
Sunumu nasıl peki?
Çatık kaşlarla, "bu budurcu" buyurma ile, herkesin öyle olma beklentisi ile...
...
"İyi de şunu bir tanımlayalım" deyince ne bulursan at sepete, bolca taassup kokulu yöre-töre çorbası. Fazla sorarsan anlatanın kısıtlı I.Q.'su sebebi ile su kaynatması ve öfkelenmesi...
...
"İyi de bu kadar muhafazakar olan, uçanı kaçanı tarih boyu yakalayıp yakasına takıp muhafaza etmiş topluluklardan oluşan bir sayısal kümede neden rezillikler diz boyu diye düşünmemek lazım herhalde"
Aynen ahlak bekçisi modellerin konuştukları değerlere en çok kendilerinin ihtiyaçları olması gibi.
...
Bu tip geri kalmış topluluklar, medeniyet doğuramadıkları için, içine doğdukları ataerkil ortamın üzerine kapanarak içine kapalı bir sözde değerler karmaşası yaratıp bir tiyatro mu oynuyorlar yoksa?
...
Bu kadar sorudan itibaren okumayıp, bilmeyip her konuya maydanoz fikri olanlar içerisinden bu yazıyı okuyanlar varsa ezkaza onları da kaybettik, dişliler yandı...
...
Sıkı sıkıya muhafaza edilen değerler, ahlak gibi göreceli bir şeyse örneğin, cinsel açlığın Afrika'sını bize yaşatanlar aynı topraklardan olduğuna göre, dört saatte bir tecavüz de buralarda ise bu olamaz sanırım.
...
Hak- adalet arayışı, eşitlik gibi ulvi kavramlar ise yazmaktan utanacağım bir rezillikler abidesi dikilebilinir. Dünyada eşi yoktur bu konudaki başarılarımızın.
...
Yok hayır, gelenek ve göreneğe, töreye, dini yaşamaya (satmaya değil) verilen önem desek; bu konuda da yaşamak değil de rol yapma sıkıntısı tavan yapmış durumda.
...
Sadece eskiden gelen mevcudu muhafaza ediyormuş gibi yapıp aslında onu hareketleri ile mahveden bir yapıdan bahsediyoruz. Neyi, neden yaptığını bilmeden yapıp bir de üstüne üstlük onun tezgahtarlığını buyurganlık ile yapan...
...
Muhafazakar, tutucu demek yani tutunduğu ne ise ona yapışıp ayrılmak istemeyen.
Hayatın her alanı için kullanılabilir aslında bu sözcük ancak toplum içerisinde kullanılış tarzının reklam edilen anlamı şöyle:
...
Dinine bağlı, saygılı, gelenek-göreneklerini önemseyen bir erdemler manzumesi.
Biz ne anlamalıymışız toplum bilimcilerin topluma ayna tutmaları sonrası...
"-Mış gibi" yapan, lafı, sözü, eylemi bir olmayan sayısal birikim. (istisnalar mevcuttur ve hariç olarak düşünürsek elbette)
...
Çağdaşlık ve muhafazakarlık, uygarlık ve muhafazakarlık, iyi doğru ve güzel ve muhafazakarlık bir arada olabilir mi?
Neden olmasın yeter ki, siz kalıbınızın adamı olun!
Omurgalı yaşayın!
Güce biat etmeyin!
Kendiniz gibi olun!
...
Yanar döner, etliye sütlüye karışmayan her devrin adamı olmayın!
Söz insanı olmayın, eylem insanı olun!
Kendinizle çelişmeyin!
On bin tane sözünü paylaştığınız Mevlana'nın sadece şu sözüne kulak verseniz yeter: "Ya göründüğünüz gibi olun ya da olduğunuz gibi görünün"
...
Bir de kendinize çeki düzen verin artık,
"İnsan" olmak zordur, bir sanattır, ayrıcalıktır, meslektir hatta,
Armut piş ağızıma düş olmaz,
Bir zahmet iki çabalayın,
Sıdkımız sıyrıldı, "İnsan" olmaya çalışanlarda kalan sigortaları da attırmayın...