Bu yazıma herkes kızacak ! Konu Alaçatı

Bu yazıma herkes kızacak. Çünkü Alaçatı'yı övemeyeceğim. Zira bu kadar övgüyü, sükseyi, talebi hak etmiyor.

Ne var Alaçatı'da ?

Beyaz taş evler.

Daracık sokaklar.

Marina

Restoranlar.

Turistik eşya satan dükkanlar.

Kafeler.

Rüzgarlı bir deniz.

Sörf yapma imkanı.

Bu özelliklerin hiçbir çekiciliği, farklılığı yok diğer turistik yerlerden

Alaçatı'daki beyaz taş evlerin orijinal hiçbir yanı yok bana göre. Bir çok kasabada bu tip evler var.

Sokaklar dar olması yanında son derece bakımsız. Toz toprak içinde. Kimisinde büyükbaş hayvanlar dolaşıyor.

Marinanın görünüşü güzel değil. Plansız programsız yapılmış gibi.

Restoranlar iç içe. Hadi bundan vazgeçti, daracık yolların kenarına dizilmiş masalarda yemek yemek hem eziyet verici hem de hijyenik değil. Yolun bütün tozu toprağı yemeklerin içinde baharat misali.

Turistik eşya satan mağazalardaki eşyalar İstanbul kapalı çarşı malları. Alaçatı bezi diye bir dokuma bezi yok mesela. Veya Alaçatı usulü yemeni, masa örtüsü diye bir şey yok. İstanbul Büyükçekmece'de daha orijinal eşyalar bulmak mümkün.

Kafeler de aynen restoranlar gibi keyif verceğine keyif kaçırıyor.

Deniz rüzgarlı olduğu için sörf yapma olanağı var. Ancak Büyükçekmece'de de sörf yapılıyor ama kimse Büyükçekmece'yi tanımıyor.

İstanbul civarındaki Şile, Ağva, Erikli, Mürefte, Şarköy. Ne yazık ki Alaçatı kadar rağbet görmüyor.

Benim Alaçatı'ya karşı bir husumetim yok. Sadece adaletsiz ve haksız övgüler beni rahatsız ediyor.

Tanınmış bir artistimiz gidip bir yerde otel açıyor ve o yer turizm patlaması yaşıyor.

Oysa kırk yıllık Şile esnafı sinek avlıyor.

Neyse.

Belki de bu düşüncemde haklı değilimdir.

Dünyanın düzeni bu.

Büyük balık küçük balığı yutar.

23 Temmuz 2014

İstanbul