Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çaresizlik size yakışmaz

Çaresizlik size yakışmaz
 

İnsan başıboş olarak bu dünyaya gönderilmemiştir.

İnsanın dünyaya gelmesinin bir sebebi vardır.

Malum bu dünyayı imtihan üzere gönderildik ve vazifemizi tamamlamakla mükellefiz.

Yaşarken, bu imtihanımızı ya vereceğiz ya da veremeyeceğiz.

Bu fani dünyada yaşarken,  bazı anlarımız mutlu, sevinçli, huzurlu olurken, bazen de üzüntü, keder, mutsuzluk, kızgınlık öfke, nefret gibi duygular yaşarız.

Öyle anlar yaşarız ki, bazen kendimizi çaresiz, yapayalnız hissederiz, bazen de her şeye çare olduğumuzu, olabileceğimizi düşünürüz.

Bazen “iyi ki bu dünyaya gelmişiz” derken, bezen de “ne işim var bu dünyada, keşke bu dünyaya gelmemiş olsaydık” diye dert yanarız.

Hiç düşündünüz mü?

Hiç merak ettiniz mi?

Hiç derin bir tefekkür içerisine girdiniz mi?

Yalnız başınıza kalıp şöyle bir yaşam muhasebesine girerek, bu dünyaya teşrifinizle, neler olmuştur ya da bu dünya gelmemiş olsaydınız neler yaşanabilirdi?

Anne-babamız, kardeşlerimiz, dede ve nenelerimiz, sevdiklerimiz, dostlarımız hâsılı tüm tanıdık çevreniz ne durumda olurdu/olabilirdi.

Biz dünyaya gelince, başta anneler-babalar, sonra neneler-dedeler, sonra amca, dayı, teyze, hala, sonra yakın tanıdıklar ne kadar çok seviniyorlar değil mi?

Biz dünyaya gelmemiş olsaydık, bütün bunlar olmayacaktı. Yani bu saydıklarımız sevinmeyeceklerdi. Belki mutlu olamayacaklardı, sevinemeyeceklerdi.

Bütün bunları yanı sıra, tam tersi de olabilmektedir. Dünyaya gelmiş olmamızla, üzüntülere, kederlere, zorluklara, haksızlıklara, öfkelere, nefretlere de sebep olabilmemiz muhtemeldir.

Olumlu-olumsuz sayısız duyguları yaşamaya, yaşatmaya muktedir durumdayız.

Önemli olan bu yaşananların bizlere neler kazandırdığını ya da kaybettirdiğini anlamaktır.

Yaşadıklarımız bizleri hayatımızı zindan, ahiretimizi cehennemlik yaparak, cezai sorumluluğumuz olabileceği gibi; hayatımızı gül bahçelerine çevirerek, cennetlik yaparak, ebedi, sonsuz bir huzura da erdirebilir.

Yaşadıklarımızla, yapacaklarımızla, söylediklerimizle kendi yaşantımızı zindana çeviriyoruz, ateşler misali etrafımızı da yakıp yıkıyoruz.

Çaresiz kalıyoruz, naçar kalıyoruz dersler almıyoruz, dersler çıkarmıyoruz.

Hâlbuki birtakım şeyler yaşasak da, yaşatsak da çıkaracağımız dersler, bize katacağı değerler illa ki vardır.

Değersiz, işlevsiz hiçbir şey ve hiç kimse yoktur. Hiç kimse kendisine değersiz görmez ve hiç kimseye değersiz nazarıyla bakamaz. Kiminin değersiz, lüzumsuz gördüğü bir şey başkası tarafından çok değerli ve lüzumlu görülebilir.

Bu yüzden kafamıza takılan, her zaman zihnimizi meşgul eden bir takım sorulara cevap aramakla uğraşırız, bazen cevap bulamadığımızda hayal kırıklığı yaşarız, değersiz olduğumuzu ve sevilmediğimizi düşünürüz.

Hâlbuki cevapsız hiçbir soru yoktur. Her sorunun muhakkak bir cevabı vardır. Bizi sevenler, değer veren, farklı olduğumuzu bize hissettirenler hayatımızda var ve hep de var olacaktır.

Her canlının doğumu ile ölümü arasında kesinleşmiş bir ömür miadı vardır. Biz istesek de istemesek de bu yaşanacak ve nihayet bulacaktır.

Bu yaşanacak hayat, eşimizle, çocuklarımızla, sevdiklerimizle, dostlarımızla tamamlanacaktır ve değerli kılınacaktır. Şikâyetçi olmamak gerekir. Eğer öyle olursa, bu bizim Kıymet-i Harbiye’mizi bilememekten kaynaklanmaktadır.

Çaresizlik bize yakışmaz. Her şeyin bir çaresi vardır. Bizi bu dünyaya gönderenin ve verdiklerinin elbette verdiği çareleri de vardır.

Kerim BAYDAK      

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..