Cehennemde herkes kendi ateşinde yanacak (2)

Cehennemde herkes kendi ateşinde yanmayacak mı? Öyleyse nedir bu telaş? Bunca emirvaki niye?

Her insan günahını kendi namına işlemiyor mu? Komşunun hesabı senden mi sorulacak ki, bu kadar ısrar ediyorsun? E, sabır da bir yere kadar artık. Alem kendi ettiğinin derdine düşsün.

Bi tek deliler yaptıklarından sorumsuz… Öyle buyurur Allah… Akıl bali olan çekecekse ettiğinin ceremesini; bunca hesap sorgucu kim?! Yaradana vekalete mi cüret ederler?  Hadi ordan! Herkes duracağı yeri bilsin kardeşim.

Peygamberler bile günah işler de, yaradan engeller onları. Allah istese, günahsız yaratamaz mıydı kullarını? Ve herkesi aynı dinden, aynı mezhepten… Boşa mı yeryüzünde sayısız kavmin oluşu? Allah adına karar vermek kimin haddine? Dinde ısrarı bu kadar uzatırsanız, istemeden de olsa, rabbin yerine koyarsınız kendinizi.

O bize şah damarından da yakın değil mi? Her ettiğimizi, her niyetimizi gayrü bela'dan beri bilir rab...

Öyleyse bu neyin kavgası? Her biriniz kendi günahını temizledi de, şimdi de başkasının derdine mi geldi sıra?! Bu neyin öfkesi? Bu hesap soruculuğunuzdaki kibir, Allah’ın hangi kitabında var? Öte tarafta sade cehennem ateşi mi yanar? Cennetin güzelliğini niye kimse anlatmaz?

Allah korkusunu bilelim; eyvallah! Ama nerde onun merhameti? Nerde kaldı şefkati yaradanın? İnsanlar bile evladına, beslediği hayvana, yetiştirdiği bitkiye, meyveye, sebzeye, ağaca azami özen ve bağışlayıcılığı gösterirken; rabbin bizden daha hoşgörüsüz olması mümkün mü? Ne münasebet!

İnce düşünürsen, bu dünyada günahtan başımızı kaldıramayacağımızı görürsün. Nerdeyse her davranışımız, başka bir kul hakkı tecavüzü… Her hareketimiz, başkasının önüne geçebilmek için…

Göz zinasından tut da, eksik tartıya kadar... Yetim hakkı yemekten, haksız kazanç elde etmeye dek her şey günah… Bu dünyada insana zevk veren ne varsa, ya yasak ya ayıp…

İyi de kardeşim. Bizi bu dünyaya gönderen bilmez mi bütün bunları? Bildiği halde cezalandıracaksa, nefis sahibi midir, egosu mu yönetir onu? Haşa! Ne ilgisi var şimdi? Yaratıcımızın bizden bunca uzak gösterilmesi, tamamen din tüccarlarının işi… Ellerinde bir tartı… Tasnif eder dururlar alemi! Sanki Ortaçağın Engizisyon mahkemelerindeyiz! Allah adına ahkam keser din bezirganı!

Hırsızlığın, haksız kazançla faizin, kul hakkı yiyip adam öldürmenin, alkolün, esrarın, insan ticaretinin, ensestin, kadın satmanın günah olduğunu bilmeyen var mı aramızda? Yoktur herhalde…

Öyleyse bu kimin aklını kime satmaktır? Bizi aptal saymaya cüret edenler kimler? Kim bu yetkiyi, hangi güçten alır? Peygamberimiz insanın insana üstünlüğünü ahlak güzelliğine bağlamışken; bunca mezhep, tarikat kime hizmet eder? Hz. Muhammed S.A.V. sonrasının icadı değil mi tüm bunlar?  Allah adına karar vermeye kalkışanlar kimlerdir?

Siz kimsiniz ağalar?! Siz kimsiniz beyler?! Azıcık haddinizi bilin. Azıcık hizaya gelin.

Öte yanda kul kendi ateşinde yanacakken, bu neyin matematiği böyle? İnsanları daha bu dünyada ateşe atmaya kim yetkili? En büyük günah, Allah’tan ümit kesmekken; bunca celallenmek n'ola ki?!

Akılsa, herkeste var. Fikir, Allah’ın hepimize emaneti… Mantık, izan ruh sağlığının gereğiyse; bu kimin adına karar vermektir acaba? Azıcık da duracağınız yeri bilin aga!

Ve unutmayın. Cehennemde herkes kendi ateşinde yanacak. Dinimizin emri, kitapların söylediği bu. Hiç telaşa vermeyin  ortalığı. Germeyin milleti durduk yere.

Bilmediğimiz bir şey varsa onu söyleyin. Yoksa Diyojen’i haklı çıkarırsınız yalnızca. Ne demişti  Büyük İskender’e o koca alim?: “ Gölge etme, başka ihsan istemez! “ Aynen öyle. Aynen üstadın dediği gibi. İnsan durduk yere, insan boşa büyük adam olmaz demek ki. Aklın yolu dünyanın her yerinde aynı.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.