Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '18

 
Kategori
Eğitim
 

Çocuk Hakları

Çocuk Hakları
 

Çocuklar, sadece çocuk olduklarından dolayı koşulsuz olarak haklara sahiptir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünyadaki bütün çocukların sivil, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel haklarının korunması için minimum standartlar koyan ve hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası sözleşme olma özelliğine sahiptir.[1] Dünyadaki neredeyse tüm ülkelerin akdi kabul etmiş ve kendi yasalarına dâhil etmiş olması sözleşmenin bir diğer özelliğidir.[2] 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından imzaya açılan Sözleşme, 1990 yılında ülkemiz tarafından imzalanmış, 1994 yılında mecliste onay almış ve ertesi yıl yürürlüğe girmiştir. Böylece Türkiye, Sözleşme’de yer alan tüm hakları çocuklara sunmak üzere irade kullanmıştır.[3]

Ülkelerin çocuk hakları konusunda irade kullanmaları ve çocuk haklarını yasa yolu ile korumaları aslında bir asırı aşkın zaman almıştır. Zira sanayi devrimi sonrasında artan bir eğilim ile küçük yaştaki çocukların ağır işlerde dahi çalıştırılması 19. yüzyılda doğal kabul edilmekteydi. UNICEF Genel Direktörü Carol Bellamy’in bu konudaki yorumu “Bir yüzyıl, çocukların hiçbir hakka sahip olmamalarıyla başlayıp, çocukların en güçlü kanuni araçlar yoluyla onların haklarını sadece tanımakla değil korumakla da sonlanmaktadır.”şeklinde olmuştur. Nitekim Avrupa’da 12 yaşın altındaki çocukların çalışmasını yasaklayan kanunların çıkması yüzyıl sonuna denk gelmektedir.[4] Özellikle 1860’lardan sonra Avrupa’lı öğretmen ve doktorlar tarafından çocukların ağır şartlarda çalıştırılması konusunda yöneltilen eleştiriler bugün geldiğimiz noktayı anlamak açısından önem teşkil etmektedir.  Konuyla ilgili Avrupa’da o dönemde yayınlanan dergi ve gazeteler incelendiğinde çocukların çalışma şartlarına ilişkin görsellerde bugün gelinen nokta açısından konunun ehemmiyeti anlaşılmaktadır.[5]

Tarihte en geniş kabul gören insan hakları belgesi olarak kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi ile nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların hakları ülkelerce resmen tanınmış ve korumaya alınmıştır. Bu haklar; 
yaşama hakkı; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma haklarıdır. Sözleşme, medeni, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki insan haklarını en geniş biçimde tanımlamaktadır. Sözleşmeye ön veren temel değerler ayrım gözetmeme; çocuğun yararının gözetilmesi; yaşama ve gelişme ile katılım değerleridir.

Sözleşme’nin ilk maddesi, onsekiz yaşın altında olanları çocuk olarak tanımlayarak başlamaktadır. Sözleşme’de özetlenen haklar, nerede olurlarsa olsunlar bütün çocuklar için geçerlidir. Çocuklarla ilgili bütün konularda, çocuğun yüksek yararı gözetilecektir. Devletler, çocukların haklarına eksiksiz biçimde saygı gösterilmesini sağlayacak önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu çerçevede ele alınan başlıca konular;  ana–babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği durumlarda ise devletin rolü ve sorumluluğu; bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı; yaşama ve gelişme hakkı; sağlık hizmetlerine erişim hakkı; eğitime erişim hakkı; sosyal güvenlik hizmetlerine erişim hakkı; insana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı; eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı; istismar ve ihmalden korunma hakkı;  uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı; cinsel sömürüden korunma hakkı; ekonomik sömürüden korunma hakkı; satış, kaçırılma ve zorla alıkoyma’dan korunma hakkı; diğer suistimal biçimlerinden korunma hakkı; işkence’den korunma hakkı; özgürlükten yoksun bırakıcı uygulamalardan korunma hakkı; siyahlı çatışmalardan dolaylı ya da dolaysız korunma hakkı; ifade özgürlüğü hakkı; düşünce özgürlüğü hakkı; din ve vicdan özgürlüğü hakkı; dernek kurma özgürlükleri hakkı; çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı; gerekli bilgilere ulaşma hakkı; özel yaşamı saklı tutma hakkı, özel gereksinimleri olan çocukların hakları: çocuk mülteciler; özürlü çocuklar; azınlık ve yerli gruplara mensup olan çocuklar gibi; evlat edinme işlemlerinin belirli bir düzene bağlanmasını da kapsamak üzere aileleri olmayan çocukların hakları; rehabilitasyona özel bir önem verilmesi dahil adil bir çocuk ceza adaleti sistemi uygulanması şeklinde özetlenebilir. Halen mevcut standartları ‘Sözleşme’deki standartların daha ilerisinde olan ülkelerde ise daha ileri düzeyde olan standartlar esas alınıp korunmaktadır. Sözleşmenin son bölümleri uygulama, izleme, onay, değişiklik, çekince ve geri çekilme işlemleriyle ilgilidir.

Bugün gelinen noktada Avrupa’da 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılmadığını görüyoruz. Özellikle AB’de 15 yaşından küçük çocuklar sadece kültürel, sportif faaliyetlerde ve hafif işlerde izin alınmak kaydıyla belli bir süreyle çalışabiliyor. Bu süre, okul dönemlerinde haftada 12, yaz tatilinde ise haftada 35 saatle sınırlı.  18 yaşın altındaki gençler, fiziki ve ruhsal kapasitelerini aşan, eğitimlerini engelleyen, sağlıklarına zarar verme ihtimali olan ya da kaza riski taşıyan tehlikeli işlerde ve gece vardiyalarında çalışamıyor. Mesleki eğitim ve çıraklık eğitimi alan gençlerin eğitimleri de çalışma süresinden sayılıyor ve haftada 40 saati aşamıyor.[6] Bununla birlikte bugün Avrupa Birliği’nde 22 ülkede çocuklara vurmak ya da başka türlü fiziksel ceza vermek yasak.  1979 yılında İsveç AB’de fiziksel cezayı açıkça yasaklayan ilk ülke oldu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi fiziksel cezayı kınadı ve bir dizi tavsiye kararlarıyla bu uygulamanın yasaklanmasını önerdi. Geçtiğimiz 25 yıl içinde diğer ülkeler de yavaş yavaş İsveç örneğini izlemeye başladı. Haziran 2010 itibarıyla 22 üye devlet çocuklara yönelik her tür fiziksel cezayı yasaklayan yasal düzenlemeleri tamamladı.  Ayrıca 8 ülke daha fiziksel cezayı yasaklamakla ilgili kararlı olduğunu açıklamıştır.[7]

Ülkemizde de Avrupa’da olduğu gibi çocuk hakları konusundaki gelişmeler 20. asrın başında başlamıştır. Ancak bu konudaki adımlar Avrupa’daki kadar hızlı atılamamıştır. Türkiye’de çocukların korunmasına yönelik çalışma ilk defa 1924 yılında yürürlülüğe girmiştir. Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye AB standartlarına uyum sağlamak için çalışmalar yürüterek ilerlemeler kaydetmektedir.



  • [3]Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve  24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ekseninde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 17, 29 ve 30. hükümlerini yorumlama ve uygulama hakkını saklı tutmak şartı ile sözleşmeyi kabul etmiştir.
  • [4]Bu konuda,Hollandalı liberal politikacı Samuel van Houten’in 1874 yılında çıkardığı kanun örnek verilebilir. Detaylı bilgi için bknz. EUROCLIO- The European Association of History Educators; “A Bridge Too Far?-Teaching Common European History: Themes, Perspectives and Levels”, Bulletin 30, The Hague 2010. P.46
  • [5]Konuya ilişkin örnek dökümanlar  çalışmanın ekler kısmında yer almaktadır. Detaylı bilgi için bknz. EUROCLIO p.40-52.
  • [6]Detaylı bilgi için bknz. Avrupa Sosyal Şartı, 7. madde; 94/33/AT sayılı, Çalışan gençlerin iş yerinde korunması hakkında Direktif (Konsolide Versiyon)
  • [7]Bu konuda kararlılık gösteren ülkeler sırasıyla Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, Latviya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Moldova, Hollanda, Norveç, Portekiz, Romanya, İspanya, İsveç, Ukrayna, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, İrlanda, Litvanya, Polonya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya’dır. Detaylı bilgi için bknz. NSPCC; “Cruelty to Children Must Stop: What about us? Children’s Rights in the European Union” Çevrimiçi:  http://www.nspcc.org.uk/what-we-do/about-the-nspcc/our-approach/our-approach_wda72244.html  Erişim: 12-2012
 
Toplam blog
: 57
: 176
Kayıt tarihi
: 25.09.18
 
 

2016 yılında bir devlet anaokulunda "Shared Melodies", (Paylaşılan Melodiler) adıyla bir eTwinnin..