Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '14

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Çocuklar için duygu rehberliği - 3

Çocuklar için duygu rehberliği - 3
 

Çocukları ne mutlu eder? Güncel araştırma sonuçları pozitif duyguları öne çıkarmanın insanların dikkatini genişlettiğini, daha yaratıcı ve esnek düşünmeye yönelttiğini, yeni deneyimlere ve öğrenmeye daha açık hale getirdiğini gösteriyor. Kısa süreli pozitif duygu halleri bile uzun vadede keşfetmeye, daha iyi adaptasyona, daha kaliteli ilişkilere doğru sürekli bir gidiş sağlıyor.

Felsefeciler ve Psikologlar mutluluğu en çok etkileyen üç etken üzerinde yoğunlaşıyorlar. Bunlar zevk, katılım ve anlam. Bunları tanıyıp açalım:

Zevklerin tadını daha iyi çıkarmaları için çocuklara mesela sevdikleri bir yemek sırasında o yemek hakkında denyimlerini anlatmalarını, sofrayı daha lezzetli yapabilmek için önerilerini çoşkuyla konuşmak gibi. Veya zevkli anların, gezilerin fotoğraflarına bakıp konuşmak gibi. Keyifli anlar konusunda söylenecek en önemliierinden birisi çocukların imkan dahilinde sık sık dışarıda ve doğada olmalarını sağlamak. Çocuklar elektronik dünyada yaşıyor olsa ve doğada gezintiyi sıkıcı buluyorsa bile imkan yaratılmalı, kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Katılımdan kastedilen çocukların hayata derinlemesine bir ilgi ve tam katılım hissetmeleridir. Örnek olarak akış teorisi verilebilir. Örneğin bazı ressamların resim yaparken kendilerini, zamanı tamamen unutup o yaratıcı uğraş içinde kaybolmaları. Araştırmalar, hayatlarında daha fazla ve yoğun akış olan insanların çok daha mutlu olduklarını ıspatladı. Akışı en yoğun, uğraşımızın zorluk derecesinin yetenek düzeyine uyduğunda ve o uğraşı yapmaktan gerçekten zevk aldığımızda hissederiz.

Burada hem anne babaların kendileri hem de çocukları için yapabilecekleri en iyi şey, akış oluşturabilecek ilgi ve yeteneğin buluştuğu uğraşları keşfetmek için çaba sarfetmek, birçok şeyi denemek için imkan yaratmak, ve onların bu meraklı süreç içinde duygularını, zevkli anlarını paylaşmak.

Bazen mükemmeliyetçi düşünce çocukların bir aktiviteye etkili katılımını engeller. Yeterince mükemmelleştirme hissi olmadan başarı olamayacağı gibi aşırı mükemmeliyetçiliğin yarattığı stres de depresyon, kaygı, bağımlılık yapıcı maddelere yönelme veya yeme bozukluklarına sebep olabilir. Anne babalar çocuklarını mükemmellik kapanının dışında tutabilmek için onları zorluklarla mücadele, hataları tolare etme becerileri gibi konularda güçlendirebilirler. Şunu anlamalılar ki hayatta usta olduğumuz ve acemi olduğumuz konular vardır. Öğrenme bu ikisinin arasındaki süreçtir. Herkesin her konuda yetenekleri, zekası farklıdır ve bu yüzden öğrenme hızları farklıdır. Öğrenmeyi lüzumsuz acelecilikten uzak, gerektiğinde zorluklarla mücadele ederek keyifli bir yolculuk haline getirmeyi unutmamalı. Mükemmeliyetçiliğin başka bir panzehiri de merak duygusudur. Bu duyguyu canlı tutmak hayatta her zaman daha mutlu eder.

Üçüncu unsura da “anlam” demiştik. Anlam hissi kişinin kendi benliğinden başka bir şeye bağlılık hissetmesiyle tanımlanabilir. Çocukları için bu genellikle ilişkilerdir. Anlamlı ilişkiler kurabilmeleri yolunda onlara saygı ve sevgiyi, kibarlığı ön planda tutmaları hatırlatılmalı. Gönüllü yardımseverlik de anlam hissi verir.

Araştımalar manevi yönü nispeten daha güçlü olan ailelerin çocuklarının daha mutlu olduklarını gösteriyor. Ama tutucu, din ve gelenek baskısı altında yatişen çocukların değil. Dinlerin verdiği anlam hislerinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, herşeyin dini kavram ve kişiliklere bağlanmamasıdır. Bağımsız bir kişilik gelişiminde çocuğun kendi aklı ve hisleriyle hayatı anlamaya çalışmasına ve kendi dünya görüşünü oluşturmasına imkan tanınmalıdır. Dünyada dinlerde yapılan en büyük hatalardan biri duyguların, istek ve arzuların inkar edilmesidir. Hayalgücü beslenmeyen, düşünce ve duygularını ifade etmeye teşvik edilmeyen çocuklar, yani geleceğin büyükleri, dünyanın, insanlığın  problemlerine etkili çözümler bulamazlar. Yeterince gelişmemiş insanların oluşturduğu bir dünya ne dinler, ne felesefe ne bilim bakımından bir “anlam” teşkil etmez. 

 
Toplam blog
: 40
: 2627
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Petrol Mühendisi  İlgi alanlarım: Psikoloji, kişisel gelişim, eğitim En çok yapmayı sevdi..